Türkiye Avrupalı ülkelerin elindeki kozları alıyor

Türkiye Avrupalı ülkelerin elindeki kozları alıyor
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Türkiye’nin yaptığı yatırımlarla Avrupa’ya rakip olduğuna değinen AK Parti Bayburt Milletvekili Şahap Kavcıoğlu, “Türkiye Avrupalı ülkelerin elindeki kozları alıyor. Kimseye sormadan operasyon yapabiliyor bu güçlerine gittiği için saldırıyorlar.” dedi.

Kanal A’da yayınlanan Fatin Dağıstanlı’nın hazırlayıp sunduğu Türkiye’nin Seçimi programına katılan gazeteci yazar Hüseyin Likoğlu ve Plan ve Bütçe Komisyonu Üyesi AK Parti Bayburt Milletvekili Şahap Kavcıoğlu yaklaşan referandumu ve Avrupa’nın izlediği ırkçı politikaları değerlendirdi.

İşte Plan ve Bütçe Komisyonu Üyesi AK Parti Bayburt Milletvekili Şahap Kavcıoğlu’nun değerlendirmelerinden önemli satırbaşları;

İÇERDEKİ VE DIŞARDAKİ VESAYET ODAKLARININ BAĞLANTISINI BU SÜREÇTE GÖRÜYORUZ

Bildiğimiz gibi vesayet odaklarının bir kısmı Türkiye’deyken bir kısmı dışarıda Avrupa’da ya da Amerika’da.

İçerideki vesayet odaklarının dışarıdakilerle bağlantısını bu süreçte görebiliyorsunuz.

Hayırcılar, evetçilere izin verilmeyen ülkelerde konuşabiliyorlar. Bunların kim olduğuna baktığımızda içerde Türkiye adına siyaset mühendisliği yapan insanların kullandığı figüranlar olduğunu görebiliyoruz.

İNSANLAR DEĞİŞİKLİKLERİ KİMİN GETİRDİĞİNE BAKIYOR

Bugüne geldiğimizde sokakta insanlar ne diyor. Bizim insanımıza bu 18 maddeyi anlatmamız lazım. Ben şunu gördüm.

İnsanlar birkere şunu bakıyor:

Bunu kim savunuyor, kim getiriyor ona bakıyor. Siyasetçiye olan güven çok önemli. Cumhurbaşkanımıza çok büyük bir güven var. MHP lideri Devlet Bahçeli’ye MHP’li olmasalar bile çok büyük bir güven var.

VESAYET GÜÇLERİ HER ZAMAN MÜDAHALE EDECEK YAPILARI KURMUŞLARDIR

Dünyada parlamenter sistemlerin doğuşu ve gelişine baktığımızda tamamen krallıktan demokrasi talebinde birleşen ülkeler, hem krallığı korumuşlardır hem de halk için demokrasi demişlerdir. Bunu da parlamenter sistemle mümkün kılmışlardır.

Hollanda, İspanya, İngiltere krallıkla yönetiliyor ve oralar demokrasinin beşiği oluyorç temsili bir cumhurbaşkanı seçiyorlar.

Türkiye’de 1950’lerde çok partili döneme geçtiğimizde bizde de böyle başlıyor. Celal Bayar, Cemal Gürsel, Cevdet Sunay, Fahri Korutürk çok temsilidir. 60 anayasasında cumhurbaşkanlarının 82 anayasasındaki gibi çok sorumlulukları ve yetkileri yoktur.

Vesayet güçleri farklı noktalarda birilerini daha güçlü kılarak her zaman sisteme müdahale edecek yapıları kurmuşlardır.

SİSTEM BELLİ BİR NOKTADAN SONRA TIKANIYOR

Başkanlık sistemi Türkiye için ideal bir sistem iken cumhurbaşkanlığı sistemi geldiğimiz noktada zayıf kalıyor. Cumhurbaşkanını halk seçiyor yine aynı şekilde başbakanı da halk seçiyor. Birinden birisi aktif diğer pasif ise sorunlar ortaya çıkıyor. Rolleri sürekli değişiyor.

Bu sistemle iki başlılık hep sürecek. Bir şeylere müdahale etmek istediğiniz Ahmet Necdet Sezer gibi sistemi tıkıyorsunuz.

TÜRKİYE AVRUPA’NIN ELİNDEKİ KOZLARI ALINCA ONLARIN ZORUNA GİDİYOR

Türkiye İstanbul’a 3. havaalanını yapıyor. Bizim bu yatırımımız Almanya’nın elindeki kozu alıyor. Bu yatırımla Türkiye bir aktarma merkezi haline gelecek.

Bu oyunların esas nedenlerini konuşmak çok önemli, Esas nedenden uzaklaşırsak bazı cevapları bulmaktan uzaklaşırız.

İstanbul Finans Merkezi yaklaşık 30 bin istihdam demek. Körfez sermayesi ve Almanya’daki finans merkezi dünyanın en önemli merkezlerinden birtanesi. Siz İstanbul Finans Merkezi ile bunlara rakip oluyorsunuz.

Körfez Sermayesi için Türkiye cazip bir konuma geliyor.

Bu ülkeler pişman olarak karşımıza gelecekler.

Bu örnekleri çoğalttığımız zaman gerçekler ortaya çıkacaktır. Türkiye bugün bunları yaptığı için onların zoruna gidiyor.

Türkiye bugün bu ülkelere sormadan sınırötesinde operasyon yapıyor bu onların gücüne gidiyor.

SON BİR KEZ SALDIRALIM BELKİ YIKARIZ DİYORLAR

Gerçekleri görerek siyaset yapmamız lazım. Erdoğan bu konuda çok net. Ülkemizin durduğu nokta itibari ile övünmemiz gerek.

Türkiye bu duruşu geçmiş yıllarda sergileyemediği için şuanda bu durum ortaya çıkıyor.

Türkiye başka ülkede masa kurup tarafları o masada toplayabiliyor. Erdoğan bu coğrafyada bütün mazlumları sahiplenerek Avrupa’ya kafa tutuyor. Bu noktada gerekirse kapıları da açarız.

Türkiye bu coğrafyada hakim bir ülke olduğunda Avrupa’da siyasetiyle bu yola doğru gelecektir.

Bu bildikleri için son bir kez saldırılıyorlar belki yıkarız umuduyla.

AVRUPA BİRLİĞİ’NDEKİ ÜLKELERİN ÇOĞU KENDİ KOYDUKLARI KRİTERLERİN ALTINDA

Avrupa Birliği’nin kriterlerine baktığınızda Türkiye bu kriterlerin hepsinde üst seviyede. Ve en iyi sağlayan ülke konumunda.

Avrupa Birliği’ne üye ülkeler ise bu kriterlerin çok altında bir seviyede yer alıyorlar.

Türkiye’nin dinamik yapısı, genç nüfusu ve iyi bir pazar olması göz ardı edilemez. Ama AB’nin kend içindeki sıkıntıları ve dağılma sürecine girmiş olması bu birliğin ayakta durması çok mümkün gözükmüyor. Biz buna göre stratejimizi belirlemeliyiz. AB dağılma sürecine girmiştir. Biz stratejimizle ilişkilerimizi daha güçlü bir noktaya da getirebiliz.

http://www.youtube.com/watch?v=DXf2PeZ953Y