Düzce Efsaneleri

Düzce iline ait efsaneler.

Düzce Efsaneleri
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Düzce iline ait efsaneler.

Akçakoca Denizkızı Efsanesi

Bugünkü Düzce iline bağlı Akçakocalı olan bir ailenin, deniz kıyısında tarlaları varmış ve buraya soğan ekiyorlarmış. Soğan ektikleri bir sene çok iyi ürün elde etmişler. İyi ürün aldıkları sene bir de erkek bebekleri olmuş ve adını Ali koymuşlar.

İlkbahar geldiğinde yeni ektikleri soğanlar baş vermeye başlamış ve annesi Ali’yi de alarak tarlaya gitmiş. İki defne ağacının arasına bir salıncak kurup küçük Ali’yi buraya yatırıyor, çapasını alıp soğan tarlasında çalışmaya başlıyormuş.

Ali uyanıp ağlamaya başladığı zaman koşarak gidiyor acıktığını bildiğinden onu emziriyormuş. Günün birinde yine aynı şekilde Ali’yi salıncağına yatırıp çalışıyormuş, ancak bir tuhaflık sezmiş. Ali’nin acıkınca ağladığını bildiği için o gün ağlamadığını fark etmiş ve yanına giderek onu kucağına almış. Aldığında ıslaklık olduğunu fark etmiş ve emzirmek istediğinde de emmemiş. Annesi telaşlanmış ve hasta mı diye düşünmüş. Ertesi gün yine çalışıyormuş ve göz ucuyla da oğlunu gözlüyormuş.

Birden incecik bir ses duymuş, Aliii… diye bağıran bir sesmiş bu. Etrafına bakınmış ancak kimsenin olmadığını görmüş. Birden bire denizde bir kıpırtı olduğunu fark etmiş, bakmış ki belden yukarısı insan belden aşağısı da balık yüzgeci olan bir denizkızı var. Yüzgeçleri üzerinde denizden çıkmış, Ali’nin salıncağına doğru gidiyor. Ali’nin annesi olduğu yerde kala kalmış, ama denizkızı salıncağa ulaşıp Ali’yi alarak emzirmiş ve sonrasında da denize dönmüş.

Kadın eve döndüğünde, olanları ve yaşadıklarını kocasına anlatmış. Kocası ona “ sakın dokunma ve kimseye de anlatma. Kızarsa oğlumuza bir zarar verir yoksa..” demiş. Denizkızı kadın tarlada çalıştığı her gün gelerek Ali’yi emzirip denize dönüyormuş. Gün gelmiş Ali memeden kesilmiş, fakat denizkızı yine gelmeye devam etmiş. Ali’yi de alarak denize giderlermiş ve denizde oynarlarmış. Her seferinde de denizden çeşit çeşit balıklarla geri gelirmiş Ali.

Zaman geçtikçe Ali delikanlı bir genç olmuş. Bir kıza aşık olmuş ve annesi ile babası istemişler. Ali sevdiği kızla düğün dernekle evlenmiş. Artık deniz kıyısındaki tarlaya Ali bakıyor, çapalayıp sürüyormuş. Günün birinde karısıyla tarlaya giden Ali, deniz kıyısına giderek eline bir taş almış ve denize sokmuş. Taşları suyun içinde üç kez birbirine vurmuş ve inceden bir Aliii… sesi gelmiş. Peşinden denizkızı suda belirmiş, ancak Ali ve karısını uzunca süzerek denizin derinliklerine geri dönmüş. Ali sonraları da aynı şeyi yapmış ama denizkızı bir daha gelmemiş. Bu duruma üzülen Ali’nin karısı, denizkızının alt kısmına benzeyen bir şalvar yaptırıp giymeye başlamış. Onu gören diğer kızlar da peşi sıra aynı şalvardan yaptırıp giymişler ve Akçaşehir deniz kızlarıyla dolmuş.

1
be_en
Beğen
0
alk_
Alkış
1
mutlu
Mutlu
0
k_zg_n
Kızgın
1
_a_rm_
Şaşırmış
0
_zg_n
Üzgün

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir