Bayburt Milletvekili Doç. Dr. Şahap Kavcıoğlu, “Şuan dışarda Türkiye aleyhine konuşan ve çalışanlar, Türk askerini şehit eden katillerin, teröristlerin asker cenazesi yerine bu teröristlerin cenazesine gidenler de benim gözümde yine haindir, hain olarak kalacaktır.”
Enerji ve Tabi Kaynaklar Bakanlığı’nın 2017 Bütçe görüşmelerinde AK Parti adına konuşan Bayburt Milletvekili Doç. Dr. Şahap Kavcıoğlu, HDP milletvekillerine sert çıktı.
Konuşmasının son bölümünde Türkiye ekonomisinin kanlı terör kalkışmaları ile yaralamaya çalışanlara, ‘Herkes şunu iyi bilsin ki, Türk milletinin bağrı yufkadır, gönlü geniştir ancak hainleri asla affetmeyecektir” ifadelerini kullanan Kavcıoğlu’na HDP milletvekilleri tepki gösterdi.
Kavcıoğlu ise tepkinin ardından yaptığı konuşmada sözlerini daha da ağırlaştırarak şöyle devam etti: “Şimdi benim ifade ettiğim asker kılıklarından neyi kastettiğim 15 Temmuz gecesinden herkesin malumudur. Yine gazeteci olarak kastettiklerim; Avrupa Parlamentosu’yla ilgili aleyhimizde alınan kararlar arefesinde, Avrupa televizyonlarında Türkiye aleyhine konuşan, burda da zaman zaman savunulan bazı gazetecilerin herhalde lugattaki tanımı hainliktir, başka bir şey değildir. Yine milletvekiliyle ilgili; şuan dışarda Türkiye aleyhine konuşan ve çalışanlar, Türk askerini şehit eden katillerin, teröristlerin asker cenazesi yerine bu teröristlerin cenazesine gidenler de benim gözümde yine haindir, hain olarak kalacaktır.”
Kavcıoğlu’nun açıklamaları şöyle:
Konuşmasında Türkiye’de cari açığın en önemli unsurunun dış ticaret verileri olduğunu aktaran Kavcıoğlu, şunları söyledi:
“Gelişmekte olan bir ekonomiye sahip olan Türkiye’de yılardır süre gelen cari açığın en önemli unsurunu dış ticaret verileri oluşturmaktadır. Dış ticaret verilerinin ülkemizi olumsuz olarak etkilemesinin arkasında petrol doğalgaz gibi enerji kaynaklarının dışarıdan temin edilmesinin büyük payı vardır. Bilindiği üzere Dünya genelinde 2014 yılında enerji ithalatımız içinde önemli paya sahip olan ham petrolün varil fiyatı bu süreçte 110 dolardan 30 dolarlık seviyelerine kadar gerilemiştir. Bugün itibariyle 50 dolar seviyelerinde seyretmektedir. 2013 yılında enerji ithalatının toplam ithalat içerisindeki payı % 22 iken 2016 yılının Eylül ayı içerisinde % 13 seviyelerine gerilemiştir. Ülkemizde alternatif kaynaklara verilen önemin artırılması yoluyla bir şekilde enerji ithalatı seviyesinin daha da azalması gerekmektedir. Yenilenebilir enerji kaynaklarının 2002 yılındaki kurulu gücü 12 bin 200 megavat iken, 2016 yılı eylül ayında 33350 megavata çıkmıştır. Yenilenebilir enerji kaynakları dışında ithal bağlılığı azaltmanın bir diğer yolu da nükleer enerjidir. Bugün Dünya’da nükleer elektrik üretiminin % 12’sini nükleer enerjiden sağlanmaktadır. 2016 yılı itibariyle 31 ülkede 446 nükleer santral, 16 ülkede de yeni inşa edilen 66 nükleer santral vardır. Fransa’nın % 77, Belçika’nın % 38 gibi elektrik üretimi nükleer enerjiden karşıladığını da unutmayalım.”
“Ülkemiz büyüyor, gelişiyor, daha da büyümek ve gelişmek için her türlü çalışmayı yapacak”
Türkiye’de nükleer enerji santrali kurulmasıyla ilgili olarak, “Yine hükümetimiz her nükleer santral dediğinde karşı çıkan muhalefetin İsviçre’deki bu konuyla ilgili referandumu herhalde takip etmişlerdir.” Diyen Kacıoğlu konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Adamlar bu santralleri 2029 yılında kapatılmasına daha bugünden ret kararları vermişlerdir. Sayın vekiller, ülkemiz büyüyor, gelişiyor, daha da büyümek ve gelişmek için her türlü çalışmayı yapacak ve rekabet gücünü artıracağız. Ülkemizin yarım asırlık nükleer güç santralini kurma idealini Akkuyu ve Sinop’ta kurulacak nükleer santrallerle gerçekleştiriyoruz. Bu sebepledir ki ülkemiz ekonomisi gerek ithal bağımlılığı azaltması gerekse bu ithal ürünlerden kaynaklı risklere karşı çözüm olması sebebiyle nükleer enerji konusundaki muhaliflerin görüşlerini sağduyuyla tekrar gözden geçirmelerini bekliyoruz.”
“Ülkemiz, bugüne kadar yürütülen enerji projelerine güven veren bir partner oldu”
“Değerli milletvekilleri, bildiğiniz gibi Türkiye 23. Dünya Enerji Kongresi’ne ev sahipliği yapmıştır. Ülkemiz, bugüne kadar yürütülen enerji projelerine güven veren bir partner oldu. Özellikle Ortadoğu ve Avrasya’daki kaynakların Dünya pazarlarıyla buluşması için, önemli bir ortak konumundayız. Türkiye’nin bu konudaki paradigması olan ‘Barış için paylaş’ mottosunun kan, gözyaşı ve savaşla birlikte anılan enerji kaynaklarına hakim olma çabası yerine; enerjinin üretimi, dağıtımı ve paylaşımı noktasında bölgesel ittifakların kurulmasında itici bir güç olacağını düşünmekteyiz.”
“Türk milletinin bağrı yufkadır, gönlü geniştir ancak…”
“Bulunduğumuz coğrafya malum, Dünya enerji kaynaklarının % 60’ının bulunduğu ve belki de bu yüzden Dünya’daki huzursuzluğun temelinin çıktığı bölgedeyiz. İşte bu bölgede barışın, istikrarın adresi olmaya sözde değil icraatta göstermeye çalışıyoruz. Onun için dedik ki barış için paylaşalım. Ancak bizim içimizdeki asker kılıklı, gazeteci ve milletvekili kisvesi altındaki hainlerin darbe girişimleriyle, terörle kanlı bir ülke, oynadıkları piyasa oyunlarıyla yaralı bir ekonomi gibi göstermeye çalıştıkları Türkiye, bir kez daha ringde barış için yumruklarını göstermiştir. Herkes şunu iyi bilsin ki, Türk milletinin bağrı yufkadır, gönlü geniştir ancak hainleri asla affetmeyecektir.”
