Etiket: Mantar

Çip Üretim Tesisi için imzalar atıldı-Bakan Varank: “Türkiye’yi kritik teknolojilerin üreticisi yapacağız”

TÜBİTAK ve Katar Hamad Bin Halife Üniversitesi (HBKU) arasında Türkiye’nin yerli ve milli çip üretim tesisinin kurulması için işbirliği anlaşması imzalandı.  Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, 12 ay içinde Türkiye’de ilk defa 65 nanometre çiplerin üretilmeye başlanacağını belirterek, “Burası, iki ülkenin ihtiyaç duyduğu kritik komponentlerin üretildiği ve pazara sunulduğu bir tesis olacak. Geliştirdiği teknolojik çözümlerle, milli hasılamıza, cari açığın azaltılmasına ve istihdama katkı sağlayacak.Türkiye’yi kritik teknolojilerin üreticisi yapacağız” dedi.

 TÜBİTAK Gebze kampüsünde düzenlenen törene, Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcıları Mehmet Fatih Kacır, Hasan Büyükdede, Cumhurbaşkanlığı Yatırım Ofisi Başkanı Ahmet Burak Dağlıoğlu, TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal, Hamid Bin Khalife Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Ahmad M. Hasnah, Kocaeli Valisi Seddar Yavuz, Kocaeli Büyükşehir Belediye Başkanı Tahir Büyükakın, Kocaeli Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Nuh Zafer Cantürk, Gebze Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hacı Ali Mantar katıldı.

“Türkiye yüzyılı”nın nişanelerinden biri olacak

Törende konuşan Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, ülkemizin geleceğine yönelik teknoloji ve altyapı yatırımlarının tüm hızıyla devam ettiğini belirterek, “Bugün de birbirinden değerli iki stratejik adım atıyoruz. Birincisi son zamanlarda dünyada tüm tedarik zinciri süreçlerini sekteye uğratan çip üretimi ile alakalı. Türkiye yüzyılının nişanelerinden biri olacak TÜBİTAK’ın yeni Çip Üretim Tesisi’nin tanıtımını gerçekleştiriyoruz” dedi. 

Çip endüstrisinin küresel pazar büyülüğünün 600 milyar dolara ulaştığına dikkat çeken Bakan Varank, “Bugün hemen hemen evimizde yer alan her cihazda bir çip yer alıyor. Ortalama bir otomobilde 1000’den fazla çip var. Hatta artık giyilebilir çiplerle dolaşıyoruz. Ve bunların sayısı her geçen gün artıyor. 2030 yılına kadar çip pazarı büyüklüğü 1,5 trilyon dolara yaklaşacak” diye konuştu.

Çip endüstiri milli güvenlikte kritik öneme sahip

 Çip endüstrisinin milli güvenlik açısından da kritik öneme sahip olduğunun altını çizen Bakan Varank,şunları söyledi:

 “Dolayısıyla özellikle gelişmiş ülkeler çip endüstrisine yönelik yeni yol haritalarını birer birer açıklıyor. Avrupa Komisyonu geçen yıl ‘’Avrupa Çip Yasası’’nı onayladı.  Çip endüstrisinde küresel pazar payını artırmak amacıyla 47 milyar dolarlık kamu ve özel sektör yatırımını harekete geçirdi. Yine aynı şekilde ABD, çip endüstrisinde arz güvenliğini sağlamak ve uzak doğuya bağımlılığı azaltmak amacıyla çip yasasını onayladı. 52 milyar dolarlık teşviği devreye aldı. Biz de Türkiye olarak Milli Teknoloji Hamlesi rehberliğinde artık tam zamanında doğru teknolojilere yatırım yapıyoruz. Savunma sanayi şirketlerimizin ihtiyaç duyduğu stratejik çiplerin hem tasarımını hem de üretimini TÜBİTAK’ta yapabiliyoruz. Savunma sanayinin ihtiyacı olan bu fotodedektör çiplerinin kilogram başına değeri ihracat değeri 388 bin dolar. Burada büyük bir katma değer var. Ülkemiz için bir fırsat var.”

12 ay içinde çip üretimi başlayacak

Çip üretim hattının kurulabilmesi için gerekli olan değeri 30 milyon doları bulan makinelerin, Hamad Bin Halife Üniversitesi tarafından temin edileceğini anlatan Bakan Varank, “TÜBİTAK BİLGEM ise temiz odaların inşa edilmesinden, makinelerin Katar’dan getirilerek kurulmasından ve tesisin işletilmesinden sorumlu olacak. Makine ekipmanların Gebze kampüsüne getirilmesinden sonra inşallah 12 ay içerisinde Türkiye’de ilk defa 65 nm çip üretimine başlayacağız. Burası, iki ülkenin ihtiyaç duyduğu kritik komponentlerin üretildiği ve pazara sunulduğu bir tesis olacak. Geliştirdiği teknolojik çözümlerle, milli hasılamıza, cari açığın azaltılmasına ve istihdama katkı sağlayacak” dedi.

600 milyon lira çip tasarım desteği

Bakan Varank, çiplerin üretimi kadar yerli ve milli imkanlarla tasarımının da oldukça önemli olduğunu ifade ederek, bu konuyla ilgili İstanbul Kalkınma Ajansı’nın yürüteceği bir destek çağrısına çıkılacağını açıkladı.3 yıllık bu programla 5 kişiden az tasarımcı çalıştıran çip tasarım firmalarına 600 milyon lira destek sağlanacağını belirten Bakan Varank, bu alanda nitelikle Ar-Ge faaliyeti yürüten ve insan kaynağı yetiştiren üniversitelere de 100 milyon lira destek sağlanacağını söyledi.

Bakan Varank, sektörün derinleşmesini sağlamak amacıyla 270 milyon lira bütçeli “Rekabet Öncesi İşbirliği Projeleri Çağrısı”nın açılacağını, bu çağrıyla çip ihtiyacı olan büyük firmalar ile çip tasarım firmalarını bir araya getirileceğini söyledi.

Bakanlık olarak hedeflerinin, ülkeyi katma değerli ve yüksek teknolojili üretimde global bir üs haline getirmek olduğunu vurgulayan Varank, “Yatırım yapan, üreten, istihdam sağlayan girişimcilerimizin en büyük destekçisi olmaya devam edeceğiz. Türkiye’yi kritik teknolojilerin pazarı değil, üreticisi yapacağız. Emin olun önümüzdeki yıllarda da bugün açılışını yaptığımız tesislerde geliştirilen yeni teknolojileri konuşuyor olacağız. Türkiye’yi küresel rekabette bir üst lige taşıyacak bu yatırımların, şimdiden ülkemize ve milletimize hayırlı olmasını diliyorum.” şeklinde konuştu.

“Hem yetkinliğimiz hem de altyapımız var”

TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal, çip konusunun dünyanın gündeminde olan kritik bir mesele olduğuna vurgu yaparak, “Çip konusunda Türkiye’nin alt yapısı aslında var. 1983 yılından itibaren YİTAK yani yarı iletken teknolojileri araştırma laboratuvarımız vasıtasıyla Türkiye’de bu yetkinlik var ve aynı zamanda ülkemizin belki sınırlı da olsa savunma sanayi ihtiyaçları için biz bunu 2010’lu yılların başından itibaren karşılayabilecek bir yetkinliğe ve altyapıya sahibiz. Bunu özellikle ifade etmek istiyorum. Çünkü Yetkinlik boyutu önemli. Çünkü yetkinlik olmadan altyapıya sahip olmanın çok da bir önemi yok. O yüzden burada yetkinliğin ve altyapımızın bulunduğu YİTAL laboratuvarımız var.” ifadelerini kullandı. 

Katar Hamad Bin Halife Üniversitesi (HBKU) Rektörü Prof. Dr. Ahmad M. Hasnah da bu iş birliğinden duyduğu memnuniyeti ifade ederek tesisin önemine işaret etti. 

Konuşmaların ardından TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal ve Hamid Bin Khalife Üniversitesi Rektörü Prof.Dr. Ahmad M. Hasnah tarafından çip üretim tesisi işbirliği protokolü imzalandı. 

Ardından girişimcilere son derece modern bir çalışma ortamı sunan Marmara Teknokent IDEA Kuluçka Merkezi’nin açılışı gerçekleştirildi.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Dikkat! Yolculuk yapılacak bölgeye göre sağlık problemleri yaşayabilirsiniz

Yolculuk yapılan yere, yolculuk şekline ve gidilen yerde yapılan aktivitelere bağlı olarak sağlık problemlerinin ortaya çıkabileceğini belirten uzmanlar, tatil için başka ülkelere seyahat edeceklerin temkinli olması gerektiğini ifade ediyor. Yolculuk yapacakların ishal, AIDS, sıcak çarpması ve böcek ısırmaları gibi sağlık sorunları ile karşılaşabileceklerini vurgulayan Enfeksiyon Hastalıkları ve Mikrobiyoloji Uzmanı Dr. Dilek Leyla Mamçu, seyahatlerde sadece kaynatılmış veya kapalı ambalajlardaki suların tüketilmesini, kesinlikle bir başka kişiyle aynı enjektörün kullanılmamasını, ısırılma riskine karşı bölgede yaşayan hayvanlardan uzak durulmasını tavsiye ediyor.

Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Mikrobiyoloji Uzmanı Dr. Dilek Leyla Mamçu, bayram tatili öncesi seyahat edecekleri, seyahat hastalıklarına karşı uyardı.

Sıcak çarpması ve böcek ısırığına dikkat!

Seyahat hastalıklarının yolculuk yapılan yere, yolculuk şekline ve gidilen yerde yapılan aktivitelere bağlı olarak ortaya çıkan sağlık problemleri olduğunu belirten Dr. Dilek Leyla Mamçu, sözlerine şöyle devam etti:

“En çok görülen seyahat hastalıklarını mikrobik hastalıklar, yolculuğa bağlı hastalıklar ve seyahat şekline, gidilen yere ve aktivitelere bağlı hastalıklar olarak sınıflandırabiliriz. Mikrobik hastalıklar, turist ishalleri, sıtma, sarılık ve AIDS’i içeriyor. Zaman farkı sonucu ortaya çıkan sersemlik hali ve uzun süreli hareketsizliklere bağlı emboliler de yolculuğa bağlı hastalıklar olarak öne çıkıyor. Seyahat şekline, gidilen yere ve aktivitelere bağlı hastalıklar kategorisinde ise sıcak çarpması, yükseklik hastalığı, dekompresyon hastalığı (vurgun), böcek ısırmaları ve donmalar bulunuyor.”

Kaynağı bilinmeyen sular tüketilmemeli

Sağlıklı olabilmek için ellerin sıklıkla su ve sabunla yıkanmasını öneren Dr. Dilek Leyla Mamçu, “Sadece kaynatılmış veya kapalı ambalajlardaki suları tüketmek olası risklerin önüne geçilmesinde fayda sağlayacaktır. Musluk suyu, doğal kaynak suyu ve hangi suyla yapıldığı bilinmeyen buzlu içeceklerden uzak durulmalı. Eğer içmek zorunda kalınacağı düşünülüyorsa filtre veya iyot tabletleri kullanılabilir” dedi.

Pişmemiş besinlerin kabuğu mutlaka soyulmalı

Sadece pişirilmiş yiyeceklerin tüketilmesi gerektiğine dikkat çeken Dr. Dilek Leyla Mamçu, “Eğer pişmemiş sebze veya meyve yemek zorunda kalınırsa mutlaka kabuğu soyulmalı. ‘Kaynatın, pişirin, soyun veya unutun gitsin” kuralı unutulmamalı. Isıtma önlemleri seyahatten önce, seyahat esnasında ve seyahatten sonra önerildiği şekilde alınmalı. Mantar ve parazit enfeksiyonlarından korunmak için ayakları temiz ve kuru tutmakta fayda var. HIV ve diğer cinsel yollarla bulaşan hastalıklara karşı dikkatli olunmalı” dedi.

Yüzmek için tatlı su yerine tuzlu su tercih edilmeli

Seyahat edilen yerlerde hastalıklardan korunmak için sokaklarda satılan yiyecek ve içeceklerin tüketilmemesi gerektiğini kaydeden Dr. Dilek Leyla Mamçu, “Pastörize edilmemiş süt ve süt ürünleri tüketilmemeli. Her şeyden önemlisi hiç kimseyle aynı enjektör kullanılmamalı. Özellikle kedi, köpek, maymun gibi hayvanlarla temastan kaçınılmalı ve ısırılma ya da yaralanma halinde hemen tıbbi uzmanlara başvurulmalı. Tatlı sularda yüzmekten kaçınılmalı çünkü tuzlu sular her zaman daha güvenlidir” şeklinde tavsiyelerini paylaştı.

Seyahatte yardım çantası bulundurmakta fayda var

Tatile çıkarken uzun kollu gömlek, uzun pantolon ve şapka gibi kıyafetlerin de bavula konulmasını öneren Dr. Dilek Leyla Mamçu, “Vücuda ve giysilere sürmek için sinek kovucu losyonlar, haşerelere karşı aerosol sprey, ishal ilacı, portatif su filtreleri ve iyot tabletleri, güneş kremi, güneş gözlüğü, reçeteli tüm ilaçlar ve ihtiyaç duyulabilecek diğer ilaçlar da mutlaka bavulda bulundurulmalı. Bunlarla birlikte yara bandı, antiseptik solüsyon, bandaj, steril sargı bezi, yumuşatıcı bir göz damlası, alerji kremleri, basit bir ağrı kesici, termometre, steril enjektör, şeker–tuz solüsyonları bulunan bir ilk yardım çantası da hazırlamak seyahatte fayda sağlayacaktır” dedi.

Sıtmanın kuluçka süresi 1 yılı bulabilir

Tatil dönüşü de dikkat edilmesi gerekenler olduğunu söyleyen Dr. Dilek Leyla Mamçu, “Sıtmanın kuluçka süresinin 1 yılı bulabildiği unutulmamalı. Ateş, nezle hali, terleme, üşüme gibi şikayetlerle başlayabilir. Doktora yapılan seyahatten söz edilmeli. Sıtma dışında gidilen ülkenin mikrobik yapısına ve vücudunuzun bağışıklık durumuna bağlı olarak ülkemizde görülmeyen pek çok tropikal hastalığın ortaya çıkabilir. Böcek ve sinek ısırmalarıyla dang hastalığı, sarı humma ve veba; yiyecek ve içeceklerle kolera, Hepatit A, sistosomiyazis ve tifo; kişiden kişiye Hepatit B ve HIV gibi hastalıklar bulaşabiliyor” uyarısında bulundu.

Aşılar seyahatten 4-6 hafta önce yapılmalı

Dr. Dilek Leyla Mamçu, gidilen bölgeye, kalınacak süreye, kişinin bağışıklık durumuna ve o anda mevcut salgın hastalık durumuna göre sağlık otoritelerinin önerdiği aşılar olduğunu hatırlattı ve sözlerini şöyle tamamladı:

“Hepatit A veya Immun globulini, Hepatit B, özellikle Sahra-altı Afrika ülkelerine seyahatlerde meningokokal menenjit, sarı humma, vahşi veya evcil hayvan temas olasılığı varsa kuduz, tetanos-difteri-kızamık, tifo ve Japon Ensefaliti gibi aşıların konunun uzmanları tarafından ve etkili olabilmesi için seyahatten 4-6 hafta kadar önce yapılması gerekiyor.”

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

TÜBİTAK Aşı ve İlaç Geliştirme Kampüsü Açıldı

Türkiye, sağlıkta stratejik bir atılım yaptı. Bu alanda Ar-Ge çalışmalarının yürütüleceği ve inovatif girişimlere ev sahipliği yapacak yeni bir altyapı hizmete girdi. TÜBİTAK Aşı ve İlaç Geliştirme Kampüsü, Ar-Ge ve yenilikçilik alanında en stratejik entegre yapılardan biri olacak.

Sanayi ve Teknoloji Bakanı Mustafa Varank, kampüs bileşenlerinden olan biyoteknoloji merkezinde aşı ve ilaçları hücreden başlayarak üretilebileceğini söyledi. Yine yerleşkede bulunan Ulusal Biyolojik ve Kimyasal Test Merkezi’nden bahseden Bakan Varank, “Milli güvenlik ihtiyaçlarımızın önemli bir kısmını kendimiz karşılayacağız” dedi.

MODERN, ENTEGRE TESİS

Sağlık sektöründe hem modern hem entegre bir tesis olma özelliği taşıyan Aşı ve İlaç Geliştirme Kampüsü, TÜBİTAK Gebze Yerleşkesi’nde  resmi törenle açıldı. Törene Bakan Varank’ın yanı sıra Kocaeli Valisi Seddar Yavuz, Sanayi ve Teknoloji Bakan Yardımcıları Çetin Ali Dönmez, Mehmet Fatih Kacır, TÜBİTAK Başkanı Prof. Dr. Hasan Mandal, Gebze Teknik Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hacı Ali Mantar, eski Kocaeli Üniversitesi Rektörü ve AK Parti Kocaeli Milletvekili Adayı Prof. Dr. Sadettin Hülagü katıldı.

Açılış töreninde bir konuşma yapan Bakan Varank şunları söyledi:

HIFZISIHHADA ÜRETİM 1998’DE DURDURULDU: Refik Saydam Hıfzıssıhha Enstitüsü’nde 1998 yılına kadar 18 farklı aşı üretiliyordu. Aşı üretimi 1998 yılında durduruldu ve o tarihten itibaren aşı üretimiyle ilgili faaliyet olmadı. 1998 yılında son aşısını üretmiş bir kurumun sorumluluğunu bize yüklemeye çalışanların aksine biz sağlık sektörünün savunma sanayi gibi stratejik öneme sahip olduğunun gayet farkındayız.

41 AR-GE MERKEZİ: TÜBİTAK’ın burs ve destek programlarıyla 2002’den günümüze aşı ve ilaç alanında 5 binden fazla projeye 10,5 milyar lira kaynak aktardık. İlaç alanında faaliyet gösteren Ar-Ge Merkezi sayısını 41’e çıkardık. Teknopark ve Ar-Ge merkezlerindeki aşı ve ilaç sektörüne yönelik çalışmalar yürüten firmalara bugüne kadar 5,5 milyar liranın üzerinde destek sağladık.

HÜCREDEN BAŞLAYARAK: TÜBİTAK Aşı ve İlaç Geliştirme Kampüsü, 3500 metrekare kapalı alan sahip. Medikal Biyoteknoloji Mükemmeliyet Merkezi ile Ulusal Biyolojik ve Kimyasal Test Merkezlerinden oluşuyor. Tüm Türkiye’ye hatta bölgemize hizmet edecek bu önemli yatırımla farklı aşı ve genetik ürünleri, biyoteknolojik ilaç ve aşı adaylarını, hücreden başlayarak üretilebileceğiz.

İNOVATİF PROJELER: Kanser tedavisinde önemli bir yere sahip hücre tedavi sistemlerini, DNA zincirlerini kesmeye ve yeniden birleştirmeye olanak sağlayan embriyo çalışmalarını hayata geçirebileceğiz. Moleküler biyoloji, kimya ve malzeme biliminin kesiştiği inovatif projeler yürütebileceğiz.

MİLLİ GÜVENLİK İHTİYAÇLARI: Açılışını yaptığımız Ulusal Biyolojik ve Kimyasal Test Merkezi’nde de Türkiye’nin milli güvenlik ihtiyaçlarının önemli bir kısmını kendimiz karşılayacağız. Kimyasal, Biyolojik, Radyolojik ve Nükleer (KBRN) tehditlere karşı savunma ürünlerinin, uluslararası standartlarda test ve sertifikasyonlarının bu merkezde biz yapacağız.

ÖNCÜL BİR MERKEZ OLACAK: En büyük sermayemiz insan kaynağımız. Aşı ve ilaç sektöründe çalışacak yeni araştırmacılarımızı da burada yetiştirmiş olacağız. Kampüsümüzün aşı ve ilaç geliştirme, KBRN araştırmaları gibi kritik konularda dünyada öncül bir merkez olacağından hiç şüphemiz yok.

ÜRETİM AŞAMASINDAKİ ALTYAPIYI SUNACAK

TÜBİTAK Başkanı Mandal, Türkiye için kritik iki merkezin açılışını gerçekleştirdiklerini belirterek üniversitelerde geliştirilen temel araştırma düzeyindeki çalışmaların üretim aşamasında ihtiyaç duyduğu gerekli donanım ve altyapıyı bu kampüste ulaşılabileceğini söyledi.

3 MERKEZDEN OLUŞUYOR

TÜBİTAK Marmara Araştırma Merkezi (MAM) bünyesinde hayata geçen Aşı ve İlaç Geliştirme Kampüsü, aşı ve ilaç alanında çalışacak Medikal Biyoteknoloji Mükemmeliyet Merkezi (MEDİBİYO) ile Ulusal Biyolojik ve Kimyasal Test Merkezi ‘nden(BKTM) oluşuyor.

MEDİBİYO’DA İLAÇ VE AŞI

Tasarım aşamasından üretim süreçlerine kadar aşı ve ilaç geliştirilmesine olanak sağlayan Medikal Biyoteknoloji Mükemmelliyet Merkezi’nde (MEDİBİYO) aşı ve ilaç adaylarının klinik öncesi çalışmaları tamamlanacak. Avrupa Birliği ile Türkiye Cumhuriyeti’nin ortak finansmanı, Sanayi ve Teknoloji Bakanlı’ğının yürüttüğü Rekabetçi Sektörler Programı kapsamında inşa edilen merkezde, yeni tanı ve tedavi sistemlerin geliştirilmesine yönelik vizyoner projeler üretilecek. Türkiye’de ilaç sektörünün ihtiyaç olan insan gücünü yetiştirecek kapasiteye sahip MEDİBİYO’da özellikle kanser tedavisine yönelik ilaçlar üzerine çalışmalar yürütülecek.

BKTM’DE SAVUNMAYA DÖNÜK ÜRÜNLER

Türkiye’nin milli savunma ihtiyaçlarına yönelik yerli ve milli ürünler üretecek olan BKTM’de, kimyasal, biyolojik, radyolojik ve nükleer (KBRN) tehditlere karşı savunma ürünleri geliştirilecek. Merkezde, uluslararası standartlarda test ve sertifikasyonlarını yapacak. Bu merkez sayesinde KBRN ürünleri alanında cari açık azalacak.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Bayburt’ta Yılın İlk Mantarları Toplanmaya Başlandı, Bu Mantarın Kilosu 5 Bin Lira

Bayburt Manşet – Bayburt’un Demirözü İlçesine bağlı Gökçedere Beldesi’nin Araba Konakları Karakullukçu...