Etiket: Aile

Emirates, Temmuz ayında Montreal seferleriyle global uçuş ağını genişletecek

Emirates, 5 Temmuz’dan itibaren Dubai’den Montreal’e yeni günlük uçuş seferleri başlatacağını duyurdu. Emirates’in 2007’den bu yana faaliyet gösteren Toronto seferlerine ek olarak; Montreal, havayolunun Kanada’daki ikinci durağı olacak.

Montreal seferlerinin başlatılmasıyla beraber, BAE ve Kanada arasındaki ekonomik işbirliğinin derinleştirilmesi ve ticari bağlantıların artırılmasının yanı sıra havacılık ve turizm sektörlerine yönelik teşviklerin yoğunlaştırılması amaçlanıyor. Yeni uçuş noktasına yapılacak günlük seferler, Dubai ile Kanada arasındaki yoğun direkt uçuş talebini karşılamaya yardımcı olacak ve Kanada’ya uçan yolcular için daha fazla seçenek sunacak.

Montreal’den Dubai’ye seyahat eden yolcular, havayolunun ödüllü hizmetlerinin keyfini çıkarabilir ve Emirates’in 70’ten fazla ülkede 130’dan fazla uçuş noktasından oluşan küresel ağına güvenli, kolaylıkla ve verimli bir şekilde bağlanabilir.

Dubai ve Montreal arasındaki günlük uçuşlar, Boeing 777-300ER model uçak ile üç sınıf konfigürasyonunda EK243/244 uçuş numarasıyla gerçekleştirilecek ve tüm kabinlerinde birinci sınıf bir seyahat deneyimi sunacak. Yolcular; 8 First Class süit, Business Class’ta 42 yatağa dönüşebilen koltuk ve Economy Class’ta 304 koltuk bulunan geniş gövdeli uçaklarda Emirates’in ödüllü seyahat deneyiminin keyfini çıkarabilirler.

Montreal biletleri, 5 Temmuz’da başlayan uçuşlar için satışa çıktı ve emirates, Emirates App veya seyahat acenteleri üzerinde satın alınabilir.

Emirates Ticari İşler Başkanı Adnan Kazım konu ile ilgili şunları söyledi: “Emirates olarak, Dubai’deki merkezimizden doğrudan servislerle Kanada’ya erişimimizi genişletirken, ülkedeki ikinci noktamıza seferlerimizi başlatmaktan heyecan duyuyoruz. Büyük bir metropol merkezi ve Kanada’nın en büyük ikinci şehri olarak, Montreal’i 130’dan fazla destinasyondan oluşan ve giderek büyüyen global uçuş ağımıza eklemekten ve Amerika’daki kapsama alanımızı güçlendirerek Dubai’den 18 uçuş noktasına hizmet vermekten memnuniyet duyuyoruz.

15 yılı aşkın bir süredir Toronto’ya yolcu ve kargo hizmetleri sunuyoruz. Temmuz ayında Montreal’e hizmet vermeye başladığımızda, yolcular; iş, tatil, eğitim veya aile ve arkadaş ziyareti amaçlı seyahatlerini planlarken daha fazla seçeneğe sahip olacak. Bu yeni uçuş noktasını mümkün kılan gelişmiş anlaşmalar için BAE ve Kanada makamlarına teşekkür etmek istiyoruz. Ülkeye erişimimizi genişleterek, turizmi daha fazla şehirde teşvik etmenin ve tüm sektörlerde daha fazla iş yaratmanın yanı sıra Kanadalı işletmelere ve ihracatçılara bir dizi fayda sağlayacak yeni ticaret yollarını kolaylaştırmayı arzu ediyoruz.” 

Emirates Uçuş Ağı ve Air Canada ortaklığı

Emirates ve Air Canada yolcuları, iki havayolu arasındaki uçuş ortaklığı sayesinde geniş bir uçuş ağına erişebiliyor. Emirates’in uçtuğu 130’dan fazla uçuş noktasına ek olarak, yolcuları şimdi  bu ortaklık sayesinde Toronto dışında Kanada’daki 19 noktaya erişebilmekteler; Air Canada yolcuları ise Emirates ile Dubai’ye uçabiliyor ve böylece Afrika, Hindistan Yarımadası, Orta Doğu ve Uzak Doğu’daki 17 şehre erişebiliyor. Emirates yolcuları ayrıca, Kanada’da 27 ve Kanada-ABD-Güney Amerika arasındaki 94 nokta dahil olmak üzere, Air Canada tarafından interline olarak işletilen 140’tan fazla uçuş noktası arasından seçim yapabilecekler.

Emirates yolcuları, her iki havayolu arasındaki gelişmiş ara hat düzenlemesi sayesinde ABD, Meksika, Güney Amerika ve Karayipler de dahil olmak üzere Montreal’den seyahat edebilecekleri 68 uçuş noktası arasından seçim yapabilirler. Kanada’da Montreal üzerinden seyahat edilebilen en popüler iç hatlar arasında Vancouver, Calgary, Ottawa ve Halifax bulunuyor.

Emirates Skywards üyeleri, tüm uygun Air Canada uçuşlarında Mil kazanabilir ve bu milleri Air Canada ağında hediye biletler için kullanabilirler.

Emirates’in son uçuş noktası olan Montreal’e seyahat

Saint Lawrence ve Ottawa Nehri arasındaki bir adada yer alan Montreal, Quebec’in en büyük ve Kanada’nın ikinci büyük şehridir. Fransız Kanada’sının başkenti ve ülkenin kültür başkenti olarak da bilinen şehir, festivalleri ve gelişmiş yemek ve sanat kültürüyle ünlüyken aynı zamanda önemli bir ticaret, turizm ve iş merkezi olarak ön plana çıkmaktadır. Eşsiz coğrafi konumu nedeniyle ziyaretçileri cezbetmesine ek olarak, Montreal aynı zamanda dünyanın en iyi üniversitelerinden bazılarına ev sahipliği yapmaktadır ve uluslararası öğrenciler tarafından aranan öğrenci dostu ve birinci sınıf bir eğitim yeri olarak ün kazanmıştır.

Montreal’den uçuş saatleri, Kanadalı yolculara Dubai dışındaki Tayland, Lübnan, Hindistan, Bali gibi önemli eğlence yerlerine ve Seyşeller gibi Fransızca konuşulan Hint Okyanusu destinasyonlarına kolay erişim sağlayacaktır. Yeni hizmet aynı zamanda; Dubai, Hindistan, Lübnan, Singapur, diğer Güney Doğu Asya ve Afrika ülkelerinden eğlence ve iş amaçlı seyahat edenler, aile ve arkadaş ziyaretinde bulunanlar ve ülkede yüksek öğrenim gören uluslararası öğrenciler gibi çeşitli kesimlere Montreal’e yeni bir bağlantı imkanı sağlıyor. 

Emirates, 2007’den beri Toronto’da faaliyet gösteriyor ve 2009’dan beri de Dubai-Toronto arasında amiral gemisi A380 ile hizmet veriyor. 20 Nisan’dan itibaren Emirates, Toronto’ya her gün  A380 ile hizmet veriyor. Havayolu, geniş uçuş ağına Montreal’in eklenmesiyle, Kanada’ya veya Kanada’dan seyahat planlayan yolcular için iki farklı uçuş noktası seçeneği sunacak. Bu aynı zamanda Emirates’in Amerika’daki uçuş ağını Kanada’da iki noktaya, 12 ABD şehrine ve Meksika, Brezilya ve Arjantin’de dört noktaya genişletecek.

Emtiaların ve malların dünya çapında hareketini desteklemek için Emirates, Boeing 777 yolcu uçağının gövdesinde 20 ton ve A380 uçağının güvertesinde 15 tona kadar taşıma kapasitesiyle Kanada’ya kargo hizmetleri sağlıyor.

İster Dubai’ye ister Dubai’den seyahat ediyor olun, gezginler bol güneş alan plajların, kültürel etkinliklerinin, birinci sınıf misafirperverliğin, eğlence tesislerinin ve çeşitli birinci sınıf deneyimlerin keyfini çıkarabilirler.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Banvit BRF Akıllı Çocuk Sofrası kapsamında 23 Nisan’da ebeveynlerin çocukların yeme alışkanlıkları üzerindeki etkisine dikkat çekiyor

Banvit BRF “Akıllı Çocuk Sofrası” projesi kapsamında 23 Nisan’da Eğitim Bilimci Dr. Özgür Bolat’ın katkısıyla ebeveynlerin çocukların yeme alışkanlıkları üzerindeki etkisine dikkat çekti.

Toplumsal yatırımlarında ”Sürdürülebilir Gıda” konusuna odaklanan Banvit BRF, çocukların sağlıklı gelişimine destek veren “Akıllı Çocuk Sofrası” projesi kapsamında 23 Nisan’da proje danışmanlarından Eğitim Bilimci Dr. Özgür Bolat’ın “Ebeveynlerin çocukların yeme alışkanlıklarını nasıl etkilediği’ konusundaki makalesini paylaştı.

Türkiye’nin önde gelen beyaz et üreticilerinden olan Banvit BRF, sürdürülebilirlik çalışmaları çerçevesinde sağlıklı nesillerin yetişmesine ve gıda israfının önlenmesine katkıda bulunmak amacıyla başlattığı “Akıllı Çocuk Sofrası” projesini sürdürüyor.  Projeyle çocuklarda doğru beslenme alışkanlıklarının oluşturulması ve gıda israfı konusunda farkındalık yaratılması hedefleniyor. Beslenme alışkanlıklarının çok büyük ölçüde aile içinde edinildiği gerçeğinden yola çıkan “Akıllı Çocuk Sofrası”, ilkokul öğrencileri ile ailelerinin ve öğretmenlerinin sürdürülebilir gıda konusundaki eğitim ve farkındalık çalışmalarını kapsıyor

Çocukların gelişiminde beslenmenin önemini her fırsatta vurgulayan Banvit BRF, 23 Nisan’da geleceğimizi emanet ettiğimiz çocuklarımızın yeme alışkanlıklarına odaklandı. Proje danışmanlarından Eğitim Bilimci Dr. Özgür Bolat, 23 Nisan’daki makalesinde 1970’lerden bu yana çocukluk döneminde fazla kilolu olma yüzdeliğinin giderek arttığını ve bunun çocuklar için bir risk oluşturabileceğini belirterek şunları yazdı. “Kiloluluk ve obezite çocuklar için hem sosyal damgalanma riski taşıyabilir hem de onların sağlıklarını ömür boyu etkileyebilir.  Elbette her çocuğun yeme alışkanlıkları ailede oluşuyor. Bir çocuğun kilosu hem ailesinin yeme alışkanlıklarına hem de çevresindeki gıda alımına ve ulaşabildiği gıdalara bağlı. Örneğin, çocuğunuzun kola içmesini istemiyorsanız, fakat evde yetişkinlerin içimi için kola bulunuyorsa, o zaman çocuğunuzu uzun vadede engellemeniz zordur. Vereceğiniz nasihatlerin veya koyacağınız bir yasağın ancak kısa dönemde etkisi olur; çünkü çocuklar ilk önce yetişkinleri taklit ederek öğrenirler ve hayatta var olurlar.”

Makalesinde Amerikan Pediatri Akademisi’nin sunduğu raporun da bu görüşü onayladığını kaydeden Bolat şöyle devam etti; “Rapora göre, çocukların yüksek yağlı yiyeceklere yönelik tercihleri ebeveynlerin yağ tüketim oranıyla doğrudan orantılı. Dolayısıyla, çocuğun erken gelişiminde yiyecek tercihlerini şekillendiren faktörlerin kaynağı çocuğun içerisinde bulunduğu aile ortamında yatıyor. Çocukların yeme alışkanlıklarını etkileyen davranışsal faktörlere ilişkin çalışma yapan Birch ve Fisher çocuklarda gıda tercihlerini detaylı incelediler. Buldukları ilk bulgu ise şu oldu; Anne sütü ile daha çok beslenen çocuklar yeni tatlara daha açık oluyor çünkü anne sütü ile farklı tatlara maruz kalıyor. Ayrıca bebekliğinde çoğunlukla anne sütüyle beslenen ve doyan çocuklar ek gıdaya daha kolay geçerler; çünkü birçok tat deneyimleri olmuştur. Daha çok mamayla beslenen ve her öğünde aynı tada alışan bebekler ise, ek gıdaya ve yemek yemeye geçmekte zorlanıyorlar. Yani, emzirme döneminden itibaren ailenin yeme alışkanlıkları çok belirleyici oluyor.”

Bunun yanı sıra yenilmesi istenen yiyeceğin ulaşılabilir olmasının da çok önemli olduğunu kaydeden Eğitim Bilimci Dr. Özgür Bolat, Baranowski’nin okul çocuklarıyla yaptığı bir araştırmaya dikkat çekti. Araştırmada çeşitli meyve sebzelerin sıklıkla servis edildiği bir okulda, çocukların meyve-sebze tüketiminin yaşıtlarına oranla fazla olduğu ve çocukların meyve-sebzeyi daha çok tercih ettikleri ortaya çıktı.

Çocukların beslenmeleri konusunda önce ebeveynlerin, sonra da çevrenin tutumunun çok önemli olduğunu belirten Bolat, şunları yazdı; “Beslenme konusunda çocuklara doğru rol model olabilmemiz çok önemli. Unutmayın, bir çocuğun yeni bir tada alışması ortalama olarak 5-10 denemeden sonra oluşur. Bu sebeple bu süreçte zorlamadan, kuralcı olmadan çocuğu o besine kademeli maruz bırakmak önemli. Aynı zamanda çocukların sağlıklı gıdalara kolaylıkla ulaşabilmeleri ve sağlıksız gıdaların ev ve okul ortamında barındırılmaması da önem taşıyor. Çocuklukta edinilen alışkanlıklarla başa çıkmak bir ömür sürebilir. Çocuklara sağlıklı ve dengeli beslenme alışkanlıkları oluşturabilecekleri alan ve imkan sunmak da her birimizin görevi.”

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Geniş aile etkisi evlilikleri zorluyor

Avrupa’da evlilik iki kişi arasındaki tango, Türkiye’de ise halay gibi

Ülkemizdeki evliliklerde ailelerin etkileri, geçmiş yıllara göre azalıyor olsa da halen yaygın bir şekilde devam ettiğini belirten uzmanlar evlilikte yaşanılan sorunların ve boşanmaların nedenlerinin başında, aileler arası anlaşmazlıklar ve buna bağlı müdahalelerin geldiğini söylüyor. Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Uzman Klinik Psikolog İhsan Öztekin ailelerin farklı görüşlerde olmasının evlilik kurumunun devamı için en büyük risk ve tehditlerin başında geldiğini belirterek bu durumu şu cümleyle örnekledi: “Avrupa’da evlilik tango gibidir, iki kişi arasında yapılır. Türkiye’de ise halay gibidir. Aileler arasında yapılır, sülaleler karışır.”

Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Uzman Klinik Psikolog İhsan Öztekin geniş ailenin evlilik üzerindeki etkilerini ve bu etkilerin azaltılması için aileye ve çifte düşen sorumlulukları anlattı. 

Kendi yuvaları olması için evlenmelerini isterler 

Ailelerin evlilik ile ilgili çocuklarına yansıttıkları tutumlarından bahseden İhsan Öztekin “Aileler çocukları belli bir yaşa geldikten sonra ısrarla evlenmelerini isterler, evlenmeleri için baskı yaparlar ama çocukları evlendikten sonra yine rahat bırakmazlar. Çocuklarının yaşantılarına karışmaya devam ederler. Maddi durumlarından çalışma hayatlarına, tatillerinden ne zaman çocuk yapacaklarına, yedikleri içtikleri, gitmeleri gelmelerine kadar hayatlarının her alanlarına müdahale ederler.” dedi.

Ailelerin farklı görüşlerde olması ilk tehlike sinyallerini veriyor

Sorunların bu noktada başladığının ve tehlike sinyallerin çaldığını söyleyen Öztekin, “Asıl sorun bundan sonra belirir ve aileler arasında anlaşmazlık başlar. Ailelerin farklı görüşlerde olması, evlilik kurumunun devamı için en büyük risk ve tehditlerin başında gelir. Evlilikte yaşanılan sorunların ve boşanmaların nedenlerinin başında, aileler arası anlaşmazlıklar ve buna bağlı müdahaleler gelmektedir.  Kayınpeder-kayınvalide ile birlikte oturmak ya da aile apartmanı olarak aynı binada oturmak ailelerin müdahalesini kolaylaştırır.” şeklinde ifade etti. Ailelerin çocuklarının kurduğu hayata müdahale edip karışmasının başlangıçta iyi niyetli ve işleri kolaylaştırıyor gibi görünse de sonrasında işin içinden çıkılmaz hale getirebildiğini de sözlerine ekledi.

İlk müdahale genelde erkek tarafından geliyor 

Evliliğe müdahalenin genelde erkek tarafının annesinden geldiğini belirten Uzman Klinik Psikolog İhsan Öztekin, “Kız tarafı bu müdahaleyi daha sessiz ve el atından yapar. Tabii bunun yanında aileler arası ağır hakaretlere, karakolda ya da hastanede biten kavgalara da rastlanabilmektedir. Bu müdahaleler devam ettikçe en mutlu ailelerde bile ‘senin ailen şunu yaptı’ tartışmaları, karşılıklı öfkeye, suçlamalara ve boşanmaya kadar gidebilecek bir süreci tetikler.” dedi.

Evlilik öncesi oluşan ön yargılar yarardan çok zarar veriyor 

Evlilik öncesi kız ve erkek tarafının ailelerinin çocuklarına verdiği nasihatlerin altını çizen Öztekin  “Nasihatler de eşler arasında ön yargılar oluşturuyor ve yarardan çok zarar veriyor. Kıza ‘aman kızım o erkektir, sen alttan al, idare et’ telkinleri kızın evlilikte ezilmesine neden olurken, ‘aman kızım kayınvalideni uzak tut, her şeye karıştırma’ gibi telkinler de olumsuz ön yargılara neden olur. Erkek tarafının da ‘eşinin ipini sıkı tut, şımartma yoksa sözünü dinletemezsin, seni parmağında oynatır’ gibi nasihatler, evlilikte yanlış düşünce ve davranışların kapısını açar.” uyarısında bulundu.

Hem ailelere hem de çifte sorumluluk düşüyor

Bu durumlarda çözümün, ailelerin ve evli çiftler üzerine düşen sorumluluklarda olduğunu söyleyen Üsküdar Üniversitesi NPİSTANBUL Hastanesi Uzman Klinik Psikolog İhsan Öztekin, “Aileler her şeyden önce çocuklarının artık büyüdüğünü, kendi başlarına karar verebileceklerini, evli olduğunu, aileden ayrı bir evde ve ayrı bir aile olarak, eşi ile birlikte yaşadığı gerçeğini kabul etmeliler.” dedi.

Evli çiftin ilk sorumluluğu birlikte çekirdek aileyi korumaktır

Öztekin, çiftin tutumu ile ilgili şu önerilerde bulundu “Evli çift de müdahaleler karşısında kendi sınırlarını koymalıdır. Burada her birey kendi ailesine sınır koymaktan sorumludur. Bunu yaparken de ailesi ile saygı ilişkisini bozmadan, gerekirse konuşarak ya da uyararak yapabilmelidir. Mutlu ve sağlıklı bir evlilik için ailelerin müdahalesine izin verilmemelidir. Evli çiftin ilk sorumlulukları eşi ile birlikte çekirdek aileyi korumaktır. Birbirlerine emrivaki yapmamalıdırlar. Bu nedenle kararlar da ortak verilmelidir. Örneğin, ‘canım, yarın akşam annemlere yemeğe gidelim mi, ne dersin’ gibi ortak karar alanına çeken iletişim tarzını benimsemeliler.” dedi.  

Uzman Klinik Psikolog İhsan Öztekin sözlerini şöyle tamamladı:

“Sonuç olarak eşler, aileleri arasında ne sorunlar yaşanırsa yaşansın ve aileye ne kadar müdahale ederlerse etsinler, birbirlerini dinlemeli, kendi aralarında istişare etmeli ve ortak bir noktada buluşup harekete geçmelidirler. Bu tutum, sağlıklı ve mutlu bir evliliğin devamını da sağlayacaktır.”

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Sağlık Kahramanları Kanser Ve Kalp Farkındalığı İçin Serbest Dalış Yaptı

Dünyada, yaşamı tehdit eden en önemli hastalıklar arasında ilk iki sırayı, kanser ve kalp rahatsızlıkları alıyor. Bu süreçle mücadelede yüksek morale sahip olmak hastaları yaşama bağlıyor. Hayatına aktif bir şekilde devam eden, sosyalleşen ve farklı aktivitelerle hastalığı değil, hayatı yaşayan kanser ve kalp savaşçıları, hem hastalık sürecinde hem de daha sonrasında sosyal yaşama daha kolay adapte olabiliyor. Memorial Bahçelievler Hastanesi Meme Sağlığı Merkezi’nden Prof. Dr. Fatih Aydoğan ve Memorial Şişli Hastanesi Kalp-Damar Cerrahisi Bölüm Başkanı Prof. Dr. Bingür Sönmez, hayatlarına dokundukları hastalarıyla birlikte 25 Nisan Salı günü Emaar Akvaryum’da sağlık farkındalığı için dalış yaptı. Hastalık süreçlerinde doktorlarıyla omuz omuza mücadele eden hastalar, su altında özel mesajlar içeren pankartları doktorları ile birlikte açtı. Bu tecrübeye, Dünya serbest dalış rekortmeni olan milli sporcu Şahika Ercümen de eşlik etti.

Kanser onların hayallerini erteleyemedi

İlk olarak Prof. Dr. Fatih Aydoğan ile hastası Bahar Karacan akvaryuma dalış yaptı ve su altında “Kanser Hayallerinizi Ertelemesin” yazılı pankartı açtı. 38 yaşındaki Karacan kanserin hayalleri erteleyemeyeceğinin en güzel örneklerinden birini oluşturuyor. Bahar Karacan geçtiğimiz sene meme kanserine yakalanmıştı. Prof. Dr. Fatih Aydoğan’ın ameliyat ettiği Karacan kısa sürede sağlığına kavuştu. Karacan ameliyat sonrası da aktif yaşamına devam ettiğini belirterek, “Aslında eşimle birlikte üstü üste hastalıklar yaşadık. 12 yıl önce hayatımı birleştirdiğim eşim evliliğimizin 2. ayında kansere yakalandı. Doktorlar çocuk sahibi olamayacağımızı söylemişti ama dünya tatlısı bir oğlumuz oldu. Ben de 2022 yılında meme kanseri ile tanıştım ancak hastalığın yaşamımı kısıtlamasına bir an bile izin vermedim. Çeşitli spor dalları ile uğraşıyorum. Şimdi de kanser hastalarına umut olabilmek adına bir dalış gerçekleştirdik. Hayallerinizden ne olursa olsun vazgeçmeyin” dedi. 

“Sanatın ve sporun iyileştirici gücünden faydalanılmalı”

Meme kanseri konusunda farkındalık oluşturmak adına çok sayıda sosyal sorumluluk projesine katılmış olan Prof. Dr. Fatih Aydoğan, kanser hastalarında sadece tedavinin değil, hobilerin de yaşama tutunmak ve hastalığı yenmek için büyük önem taşıdığını belirterek “Hastalarımıza sanatın ve sporun iyileştirici gücünden faydalanmaları gerektiğini aktarıyoruz. Meme kanserinde tedavi sadece tümörü çıkarılması veya ilaç uygulamalarından oluşmuyor. Hastaların fiziksel iyiliklerinin yanında ruhsal ve sosyal yönden iyilik halini de sağlamak önem taşıyor. Bunun için hastaların severek sürdürecekleri hobiler seçmeleri ve kendilerini psikolojik olarak iyi hissedecekleri aktivitelere yönelmeleri tedavinin olmazsa olmazı. Ayrıca kanserle savaş sonrası birçok spor rahatlıkla yapılabilir. Bu aktiviteler hastaların tam iyileşme sürecine önemli katkıda bulunacaktır” dedi.

Hastalar ve sağlık kahramanlarıyla dalış yapan milli sporcu Şahika Ercümen, duygularını şu sözlerle anlattı; “Amacımız bugün bir farkındalık oluşturmaktı. Çünkü kanser süreci zor bir süreç ve motivasyon çok çabuk düşebiliyor. Su ve spor da bunun en iyi destekçilerinden birisi. Kanser, doğru tedavi ile kazanabilecek bir savaş. Savaşın sonrasında hayallerinden peşinden gitmeye devam edebiliyor tüm hastalar. Ben de bir astım hastasıyım ve evde oturup hastalığımla bir şekilde demoralize olabilirdim ancak sporu tercih ettim. Hayallerin peşinden gitmek çok önemli. Hastalığın beni yenmesine izin vermedim. Buradaki hastalar da bugün hastalıklarıyla savaşı bir kez daha kazandı” 

Prof. Dr. Bingür Sönmez bypass olan hastası ile dalış yaptı

Ülkemizde en yaygın hastalıklardan biri olan kalp problemleri de hastaları endişelendiren rahatsızlıklar arasında ilk sıralarda yer almaktadır. Kalp problemi olan hastalar özellikle ameliyat sonrası eski yaşamlarına devam edemeyecekleri, artık yarım insan oldukları gibi yanlış düşüncelere kapılabilmektedir. Ancak daha önce hastaları ile Ağrı Dağı’na tırmanan Prof. Dr. Bingür Sönmez şimdi de su altına dalarak bu inanışın doğru olmadığı mesajını somut bir şekilde verdiklerini dile getirdi. Prof. Dr. Bingür Sönmez “Su altında Kalp Hastaları Zirvede de Olabilir, Suların Derinliklerinde de” yazılı pankartı 10 yıl önce bypass olan ve 3 damarı değişen 77 yaşındaki diş hekimi hastası Nezih Saruhanoğlu ile birlikte açtı. Dalış sporcusu olan ve 28 yıl boyunca Türk Balıkadamlar Spor Kulübü Başkanlığını yapan Saruhanoğlu ameliyat olduktan sonra da dalmaya devam etti. Her yıl düzenli olarak kalp kontrollerini yaptıran Nezih Saruhanoğlu’nun sağlık kontrolleri dalış öncesinde Prof. Dr. Bingür Sönmez yönetiminde yapıldı. Nezih Saruhanoğlu, bypass ameliyatının dalış yapmasına engel olmadığını, yıllardır bu sporu severek yaptığını belirtti. 

“Bypass sonrası dalış yapıp dağa tırmanabilirsiniz” 

Sporun kalp sağlığı için çok önemli olduğunu her fırsatta belirten ve kendisi de sporcu olan Prof. Dr. Bingür Sönmez konu ile ilgili şunları kaydetti: “Kalp ameliyatı sonrası bazı hastalar depresif bir döneme girebiliyor. Travma sonrası sendrom olarak da adlandırılan bu süreç 1 ile 3 ay arasında devam edebiliyor. Bypass ameliyatı sonrası 1 ay dinlendikten sonra kişi günlük yaşantısına dönebiliyor. 3 ay sonra da egzersiz ve spor yapabiliyor. Kaygı ve stres seviyesini daha iyi yönetebilen ve aile bağları sağlam olan insanlar ise genellikle bu dönemi daha çabuk atlatabiliyor. Yoga, egzersiz, spor, çeşitli sanatsal terapiler de kalp ameliyatı olmuş kişilerin günlük yaşamlarına adapte olmalarını sağlamak açısından büyük önem taşıyor. Ameliyatından 3 ay sonra kişi 3500 rakımlı bir dağa tırmanıp, 20 metreye kadar su altına dalış yapılabiliyor. Bu organizasyon da kalp hastalarının tam olarak iyileşebilmesi için hayata katılmalarının, aktif kalmalarının gerekliliğine işaret etmesi açısından çok önemli.   

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Alanında öncü ”Nobel World Clinic & Nobel World Dent”

Alanında öncü bir sağlık turizm acentası olan ”Nobel World Clinic”; cerrahi estetik, saç ekimi ve diş tedavileri olmak üzere üç ana konu üzerine yoğunlaşmıştır.

Diş tedavileri ‘Nobel World Dent’ bünyesi altında gerçekleştirilmekte ve yüz güldürücü sonuçlar vermektedir.

Branşının en iyisi doktorlar eşliğinde her alanda danışanlarına en iyi sonucu vermeyi misyon edinen ”Nobel World Clinic”in ana danışan kitlesi Fransa ve Francophone ülkelerinden oluşmaktadır. Şirket aynı zamanda Francophone bir şirket olup bütün çalışanlar fransızca rahatça iletişim kurabilmektedir.

Kendi vip araçları ile hastalarının şehir içi tüm transferlerini sağlayan ve anlaşmalı 5 yıldızlı otellerinde danışanlarına oda kahvaltılı hizmet veren ”Nobel World Clinic”; Türkiye’de bu alandaki kalite algısını da ileri seviyeye taşımaktadır. Danışanlarının bütün  seyahat ve tedavi programlarını gelmeden önce belirleyerek, en doğru kalite ve en doğru fiyat anlayışıyla isteklerini ön planda tutarak hiç bir ayrıntıyı atlamamaktadır.

Şirket mantalitesi yapılacak olan her operasyon öncesi gerekli bütün kontroller sağlanarak danışanların genel sağlık durumu hakkında ve medikal geçmişi hakkında genel bir bilgi, randevu aşamasında alınır ve doktorlara bildirilir. Klinikte istisnai durumlar asla atlanmaz ve danışanlara gerekli tüm bilgiler ameliyat öncesi verilir.

Operasyon öncesi tekrar bütün testler ve kontroller yapıldıktan sonra ise danışanın müdahelesi başlar.

Aile olmanın önemini ekibine her fırsatta hissettiren ”Nobel World Clinic”; gelen her danışanını da aile bireyi olarak ağırlamaktadır.

Danışanlarının müdaheleler sonrasında da takiplerine devam eden ”Nobel World Clinic”; içinde bulunduğu sektörün etik sorumluluklarının farkında olarak insan sağlığı esaslı bakış açısı ile her geçen gün daha mutlu hastalar için çalışmaya ve hizmet vermeye devam etmektedir.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Türkiye’nin sosyal medya uygulaması Alanya’da doğdu

Filistinli iki kardeş tarafından Türkiye’de temelleri atılan sosyal medya uygulaması Touchapp, 100 binden fazla üyeye ulaştı. Touchapp ile ilgili kurucuları Islam Faisal ve Mohamad Faisal, şu bilgileri verdi: “Kaliteli paylaşımların yer aldığı bir platform olarak kullanıcısına zamanını faydalı bir şekilde geçirmeyi taahhüt ediyoruz. Şu anda kullanıcıların büyük bölümü Türkiye’den. Önce MENA pazarına, ardından gelecek 5 yılda dünya geneline yayılmak istiyoruz. Merkezimiz Alanya’da bulunuyor. Alanya’da olmak bizler için büyük bir şans. Her yıl milyonlarca turistin ağırlandığı bu bölge sadece turizmle değil gelecekte teknolojiyle de anılabilir. Alanya Türkiye’nin Silikon Vadisi olabilir.” 

Dünyada son yıllarda internet kullanımı hızla artıyor. Telefonlardan elektrikli ev eşyalarına, otomobillerden fabrikalara kadar her şey ile internet üzerinden haberleşiliyor. Kullanıcılar da akıllı telefonları üzerinden toplantılara katılıyor, küçük ekrandan bir tıkla dünyanın herhangi bir yerine ulaşabiliyor. Tüm bunların dışında zamanın büyük çoğunluğu da geliştirilen sosyal medya uygulamalarında geçiriliyor. Sosyal medya uygulamalarına artan ilgi de yatırımcıları bu yöne çevirdi. Popüler uygulamalar özellikle ABD ve Çin gibi ülkelerde ortaya çıkarken, Türkiye’den de bu yönde bir hamle geldi. Uzun yıllar önce Türkiye’ye yerleşen ve farklı alanlarda yatırımlar yapan Filistinli iki kardeş Islam Faisal ve Mohamad Faisal, Alanya’da sosyal medya platformu Touchapp’i kurdu. Türkiye’den doğan Touchapp ile dünya çapında sosyal iletişim anlayışını değiştirmeyi, kişiselleştirilebilir bir sosyal medya platformu yaratmayı amaçladıklarını ifade eden Touchapp Kurucu Ortağı Islam Faisal, “Kaliteli paylaşımların yer aldığı bir platform olarak kullanıcısına zamanını faydalı bir şekilde geçirmeyi taahhüt ediyoruz. Ortak fikirli insanları buluşturan ve bugüne kadarki sosyal medya platformlarından ayrışarak fark yaratan bu uygulamayı, Türkiye’den dünyaya tanıtmış olmaktan büyük mutluluk duyuyoruz.” dedi.  

SOSYAL İLETİŞİM İHTİYACINI KARŞILIYORUZ 

Touchapp’in kuruluş hikayesini anlatan Islam Faisal, “Bir akşam kendime; dünyanın herhangi bir yerindeki kişilerle din, dil, ırk, maddi durum, sosyal durum fark etmeksizin, sadece insani açıdan herhangi bir dış etken olmadan samimice deneyimlerimizi, düşüncelerimizi, duygularımızı nasıl paylaşabileceğimizi sordum. Mevcut sosyal ağlarda bunu bulamadım. Ben de insanların sosyal iletişim ihtiyaçlarını karşılayan bir sosyal ağ kurmaya karar verdim. Bu esnada tüm dünyaya hayatta kalabilmek için dayanışmak gerektiği dersini veren pandemiyi yaşıyorduk. Birbirimizle iletişimimizin değerini artırmak, kendimiz ve gelecek nesiller için daha iyi şeyler inşa etmek için insanlığımızı her şeyin önüne koymamız gerektiğini biliyordum. Türkiye’de Alanya’dan kardeşim ve ben, insanlık ve değer mesajının, dünyanın gelecekte karşılaşabileceği zorluklar ve sınavlar karşısında hayatta kalmamızı sağlayabileceğine inandık.” diye konuştu.

ALANYA ‘SİLİKON VADİSİ’ OLABİLİR 

Kuruluşlarından bu yana 100 bin aboneye ulaştıklarını dile getiren Islam Faisal, şunları söyledi: “Bunların büyük bölümü Türkiye’den. Önce MENA pazarına, ardından gelecek 5 yılda dünya geneline yayılmak istiyoruz. Merkezimiz Alanya’da bulunuyor. Şu anda bünyemizde 45 kişiyi istihdam ediyoruz. Artan üye sayılarımızla birlikte çalışan sayımız da her geçen gün artıyor. Alanya’da olmak bizler için büyük bir şans. Her yıl milyonlarca turistin ağırlandığı bu bölge sadece turizmle değil gelecekte teknolojiyle de anılabilir. Alanya Türkiye’nin Silikon Vadisi olabilir.” Uygulamanın güvenliğinden de bahseden Islam Faisal, “Veriler, Google’ın bulut hizmetlerinde saklanıyor. Önlem amaçlı olarak da Touchapp kullanıcılarının hassas verilerini talep ve takip etmiyoruz. Ayrıca, Touchapp’ın kodlaması güvenli bir şekilde oluşturuldu ve korumayı iyileştirmek için de düzenli olarak kontrol ediyor ve güncelliyoruz.” ifadelerini kullandı. 

‘DÜNYAYI KÜÇÜK BİR KASABA HALİNE GETİRMEK İSTİYORUZ’

İki kardeş olarak finans ve hemşirelik alanlarında eğitim gördüklerini söyleyen Touchapp Kurucu Ortağı Mohamad Faisal, “Türkiye’de ailelerimiz müteahhitlik, otomotiv, otelcilik alanlarında yatırımlar yaptı. Biz de Türkiye’de kazandığımız yüz binlerce dolarlık kaynağı, yine Türkiye’de teknolojiye yatırmış olduk. Touchapp sosyal iletişim konsepti, kullanıcıların herhangi bir coğrafi sınırlama olmaksızın dünyanın her yerindeki benzer fikre sahip insanlarla bağlantı kurma imkanı vererek, insanların birbirleriyle iletişim kurma ihtiyaçlarını karşılayacak şekilde oluşturuldu. Her kullanıcı yer fark etmeksizin soru sorabilir, fikrini paylaşabilir, ilgilenen topluluklara yeteneklerini sergileyebilir. Böylelikle bir değer üretilebilir ve topluluk üyeleri arasında entelektüel iletişim geliştirilir. Sosyal medyayı zaman kaybetmek için değil, fayda sağlamak için kullanabilirsiniz. Dünya, kullanıcının konumları ve toplulukları arasında sınırlar olmaksızın serbestçe hareket edebileceği küçük bir kasaba haline gelir ve aynı zamanda büyük topluluktan en çok paylaşımda bulundukları kişileri ekleyerek kendi toplumlarını kurmaya başlayabilirler.” diye konuştu. 

‘INFLUENCER YOK, TOPLULUK LİDERİ VAR’

Touchapp’ın, her kullanıcı için ortak zihne sahip insanlara ulaşmak için benzersiz bir çözüm sunduğunun ve aralarındaki değerli iletişimi teşvik ettiğinin altını çizen Mohamad Faisal, “Toplulukla paylaşılan tüm içerikler, herhangi bir nefret söylemi, zorbalık veya ırkçılık taşımadığından emin olmak için Touchapp tarafından gözden geçirilir ve topluluk üyelerinin birbirleriyle etkileşime girmesi için temiz ve güvenli bir ortam sağlanır. Öte yandan Touchapp sosyal medyada mahremiyetin anlamını değiştirmiş, mevcut sosyal ağlarda özel hayatın sahteliği ve teşhiri kullanıcılar için büyük sorun oluşturduğundan, Touchapp özel hayat içeriklerini kullanıcıların mahremiyetinin korunmasını artırmak için sadece aile ve arkadaşlardan seçilmiş kullanıcılarla paylaşılmak üzere ayırmaya imkan verir. Ayrıca, Touchapp platformu içinde ‘influencer’ yoktur. Paylaştıkları değerli içerikler ve bilgilerle her toplum için fayda sağlayan topluluk liderleri vardır. Bununla birlikte, algoritmanın takipçi sayısı ve popülerliğe göre tercihleri olmaksızın, tüm kullanıcılar topluluğa eşit erişim şansına sahiptir. Kullanıcılar her zaman sadece kendi ilgi alanlarına yönelik içerikleri algoritma müdahalesi olmadan görme ayrıcalığına sahipler ve bu tercihlerini de istedikleri zaman değiştirebiliyorlar.” ifadelerini kullandı. 

GELİR GETİREN MODELLER YARATILDI

Touchapp kullanıcılarına gelir getirici modeller de yarattıklarını ifade eden Mohamad Faisal, sözlerine şöyle devam etti: “Touchapp kullanıcıları pek çok şekilde para kazanabilir. İlk olarak, topluluk için değerli içerik yaratarak Touchapp’ten doğrudan destek alabilir. Touchapp şu anda 500’ün üzerinde topluluk liderini destekliyor. Akıllı pazarlama özellikleri sayesinde normal kullanıcılar dahi Touchapp ile para kazanabilir. İhtiyaç ve ilgilerine göre reklamları izleyerek doğrudan gelir elde edebilirler. Kullanıcılar ayrıca, görmek için üyelik gerektiren ve özel seçilmiş premium içerikler barındıran işletme hesapları oluşturabilir. Ayrıca, Touchapp olarak, toplulukla paylaşılan tüm içeriği incelerken yalan haberlerin yayılmasını önlemek için elimizden geleni yapıyoruz. Gelecekte haber paylaşımı, güvenilir haber kaynağı olan gazetecilere özel olacaktır. Bu kapsamda gazetecilerin ‘basın hesabı’ adıyla özel bir hesapları olacak ve içerikleri diğer içeriklerden farklı görünecek. Böylece, kullanıcılar yayıncının güvenilir bir haber kaynağı olduğunu anlayabilecek.”

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Samsung, Galaxy kullanıcılarını Küresel Amaçlar’ı ileriye taşıma konusunda motive ediyor

Samsung Global Goals uygulamasının yeni özelliği olan “Donation Leaderboard” (Bağış Liderliği Puan Tablosu) sayesinde Galaxy kullanıcıları,  arkadaşlarını ve aile üyelerini de Küresel Amaçlar’a destek olmaya davet edebilecek. Kullanıcılar, Küresel Amaçlar için sağladıkları bağışları görüntüleyerek, dünyanın her yerinden kullanıcılarla bu konuda rekabet edebilecek. Samsung, uygulamaya eklenen bu yeni özellikle birlikte BM’nin belirlediği Küresel Amaçlar’a yapılan katkı ve bağış miktarını artırmayı hedefliyor. 

Samsung Electronics, 2019 yılında Birleşmiş Milletler Kalkınma Programı (UNDP) ile iş birliği yaparak Samsung Global Goals (SGG) uygulamasını geliştirdi. SGG uygulamasıyla Galaxy topluluğu doğrudan Küresel Amaçlar’a bağış yapabiliyor ve uygulamanın ekran koruyucu seçeneklerini kullanarak reklam gelirlerini artırabiliyor. Aynı zamanda Galaxy kullanıcıları uygulama içindeki reklamları izleyerek fona katkı yapabiliyor. SGG uygulaması kullanıcılara Küresel Amaçlar hakkında daha fazla bilgi edinme olanağı sunuyor. 

Bağış yapan kişiler hem kendi bağışlarını hem de diğer bağışları görüntüleyebilecek

Uygulamaya gelen yeni özellik Donation Leaderboard (Bağış Liderliği Puan Tablosu) ile birlikte Samsung, Galaxy kullanıcılarına Küresel Amaçlar’a katkı sağlamanın yeni olanaklarını da sunmaya başladı. Bağışlarla ilgili bir puanlama sistemi getiren Donation Leaderboard sayesinde kullanıcılar hem Küresel Amaçlar’a bağış yapma hem de bağışlarının durumunu izleme olanağı bulacak. Ayrıca her kullanıcı kendi arkadaşlarını, aile üyelerini ve diğer Galaxy kullanıcılarını katkı sunmaya davet edebilecek. 

Samsung Global Goals uygulamasının ‘Bağış Yap’ sekmesinin altında bulunan Donation Leaderboard sekmesi, kullanıcılara her Küresel Amaca ne kadar bağış sağladıklarını gösteriyor. Kullanıcılar ayrıca hem kendi ülkelerinden hem de dünyadan diğer kullanıcıların sağladığı bağışlara göre kendi sıralamalarını görebiliyor. Uygulama içinde bağış geçmişine daha fazla görünürlük kazandıran Samsung, bu şekilde Galaxy kullanıcılarını daha yüksek sıralama elde etme konusunda motive etmeyi amaçlıyor. Tüm bunların da aslında Küresel Amaçlar’ın ileriye taşınmasına hizmet etmesi hedefleniyor 

Global Goals uygulaması ile bugüne kadar 10 milyon dolarlık bağış toplandı

Samsung Global Goals uygulaması, Galaxy topluluğuna Küresel Amaçlar’ı desteklemek için birlikte hareket etme olanağı sunuyor. Yalnızca birkaç ay önce uygulama üzerinden yeni bir bağış eşiğine ulaşıldı ve uygulama üzerinden bugüne kadar toplam 10 milyon dolarlık bağış toplandı. Bu bağışlar, UNDP’nin Küresel Amaçlar’ın gerçekleşmesini sağlamak için daha kararlı adımlar atabilmesine ve süreci hızlandırabilmesine yardımcı olacak. Samsung, Donation Leaderboard özelliğiyle sunulan eğlenceli ve etkileşimli katkı sunma olanağının bu ivmeyi devam ettireceğini öngörüyor. Bu şekilde Galaxy kullanıcıları bu özellikle en anlamlı buldukları Amaca daha fazla katkı sunabilecek. Galaxy kullanıcılarının bugüne kadar en fazla bağış yaptığı Amaçlar ise Açlığa Son (Amaç 2), Yoksulluğa Son (Amaç 1) ve Temiz Su ve Sanitasyon (Amaç 6) oldu. 

2015 yılında ortaya konan Sürdürülebilir Kalkınma Amaçları, diğer adıyla Küresel Amaçlar, dünya liderlerinin 2030 yılına kadar ulaşılması için mutabık kaldığı, 17 amaçtan oluşuyor. Bu amaçlar, iklim değişikliğinin durdurulması, eşitsizliklerle mücadele, yoksulluğun sona erdirilmesi ve acil çözüm gerektiren diğer küresel sorunlara çare bulunmasına yönelik güçlü bir çabayı ortaya koyuyor. 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Serenay Sarıkaya ‘Aile’de Şarkı Söylediği Sahneyle Sosyal Medyayı Sarstı

Show TV’nin Ay Yapım imzalı dizisi ‘Aile’nin yeni bölümünden yayınlanan ön izlemede Serenay Sarıkaya’nın ‘Yaramızda Kalsın’ şarkısını söylediği sahne sosyal medyaya damga vurdu.

Bu akşam yayınlanacak yeni bölüm öncesinde Devin karakterine hayat veren Serenay Sarıkaya güzel sesi ve yorumuyla övgü dolu yorumları topladı.

Sosyal medyada paylaşılma rekorları kıran sahnede Devin etkileyici sesi ile Aslan’ı büyülerken yeni bölümde ikili arasında yaşanacak aşk dolu sahnelerin de sinyallerini veriyor. 

Özgün senaryosunu Hakan Bonomo’nun yazdığı, Ahmet Katıksız’ın yönetmen koltuğunda oturduğu, Kıvanç Tatlıtuğ ve Serenay Sarıkaya’nın başrollerinde yer aldığı ‘Aile’de Tatlıtuğ ve Sarıkaya ikilisine Nejat İşler, Canan Ergüder, Ushan Çakır, Umutcan Ütebay, Yüsra Geyik, Mert Denizmen, Ecem Simge Yurdatapan ile usta oyuncular Levent Ülgen, Emel Göksu ve Nur Sürer eşlik ediyor.

Aile yeni bölümüyle Salı akşamı saat 20.00’de Show TV’de!

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

‘Aile’ Zirvedeki Yerini Kimseye Bırakmıyor

Show TV’nin Ay Yapım imzalı Salı akşamları heyecanla beklenen dizisi ‘Aile’ yeni bölümüyle seyircileri ekrana kilitledi. Heyecan dolu senaryosu ve yıldız oyuncu kadrosuyla seyircilerin favorisi haline gelen dizi, Salı akşamı yayınlanan 6. bölümüyle başarısını devam ettirdi! Sürükleyici akışı ve merak uyandıran gelişmelerle dolu olan yeni bölümü akşam boyunca seyirciden takdir topladı ve bu hafta da zirvedeki yerini kimseye bırakmadı. Dizi, AB ve ABC1 20+ kategorilerinde birinci oldu. 

Her hafta büyük merakla izlenen ‘Aile’nin dün akşam ekrana gelen yeni bölümü, AB’de 8.97 izlenme oranı (rating) 23.80 izlenme payı (share), ABC1 20+’da 7.56 izlenme oranı (rating) 17.84 izlenme payı (share) ile zirvenin sahibi oldu. Total’de ise 4.32 izlenme oranı (rating) 11.04 izlenme payı (share) elde etti.

Seyircinin favorisi olan ‘Aile’ reytinglerdeki başarısıyla sınırlı kalmadı. Aynı zamanda heyecan dolu dakikaları sosyal medyanın da gündemine oturdu. Bölüm etiketi #Mektup 5 saat, #Aile etiketi 2 saat 15 dakika Twitter’da TT listesinde yer aldı. Devin’in şarkı söylediği dakikalar sosyal medyanın en çok konuşulan konularından biri oldu. Kıvanç Tatlıtuğ, Serenay Sarıkaya ve Nejat İşler ile karakterlerinin isimleri de uzun saatler trend listesinde kaldı. 

Özgün senaryosunu Hakan Bonomo’nun yazdığı, Ahmet Katıksız’ın yönetmen koltuğunda oturduğu, Kıvanç Tatlıtuğ ve Serenay Sarıkaya’nın başrollerinde yer aldığı ‘Aile’de Tatlıtuğ ve Sarıkaya ikilisine Nejat İşler, Canan Ergüder, Ushan Çakır, Umutcan Ütebay, Yüsra Geyik, Mert Denizmen, Ecem Simge Yurdatapan ile usta oyuncular Levent Ülgen, Emel Göksu ve Nur Sürer eşlik ediyor.

SOYKANLAR’IN EVİNDE SULAR DURULMUYOR

Soykanlar’ın çiftlik evindeki huzurlu sabahı, şirketlere yapılacak polis baskını haberiyle kısa sürdü. Aslan, babaannesinin doktor muayenesi sebebiyle duruma uzaktan müdahale etmek zorunda kaldı ve baskından sorumlu olup yaptıklarının sonuçlarını canlı olarak görmek isteyen İbo’yla karşılaştı. İkilinin yüzleşmesi İbo’nun beklediğinin aksine sonuçlandı. İbo, Aslan’ın baskından kurtarmaya çalıştığı paraları almak için plan yaptı. Aslan ve adamları, olacakları öngörerek İbo’nun adamlarını atlattı. Devin ise son yaşadıkları tartışmanın ardından kendine gelememiş olan Cihan’la yüzleşti. Kliniğe gelen Cihan, bütün kızgınlığını Devin’den çıkardı. Cihan bitik bir şekilde kliniği terk edecekken Devin araya girdi. İkili, bir sonraki seans tarihi belirlenmiş ancak Cihan’ın gelip gelmeyeceği muamma bir halde ayrıldı.

İNTİKAM PLANLARI KURULUYOR

Bu sırada Hülya, Devin’in ‘Soykan’ soyadını almamak için aile mahkemesine gerçekleştirdiği başvurudan haberdar oldu. Ati’nin partisine davet edilmiş olan Ceylan, annesini nasıl kandıracağı konusunda çaresizliğe düşmüşken, kurnaz bir plan öneren Yağmur durumu kurtardı. Devin’den hıncını alamayan Hülya bir sonraki hamlesini yaptı. Devin’in hesabına ‘gelin maaşı’ açıklamasıyla yüklü bir miktarda para yatırdı. Devin’in bu şekilde aşağılanmasından dolayı, evde tartışma yaşandı. Ati ve İbo’nun beklenmedik ittifakı ise ortaya çıktı. Artık ittifaklarından bir fayda görmek isteyen Ati, İbo’yu sıkıştırdı. Buna cevaben İbo, Yusuf Soykan tarafından kendisine bırakılmış mektubu gösterdi. Böylece, askıya alınmış belgesel projesi yeniden gündeme geldi. Alışverişlerinden memnun kalan ikili, kendi yollarına gitti. İbo, yazıhaneyi hedef alarak intikam planlarına devam etti. Ati ise Ceylan’ın davetli olduğu partiye yöneldi.

YARIM KALAN ROMANTİK ANLAR 

Yağmur’la beraber partiye katılan Ceylan ise kendini Ati’yle yakınlaşırken buldu. İkilinin sohbeti, Yağmur tarafından bölündü çünkü Yağmur, İzmir’deyken olay yaşadığı ve kaçmaya çalıştığı Serhat’la karşılaşınca büyük bir panik yaşadı. Gelin maaşı sebebiyle evde devam eden gerginlik zirve noktasına ulaştı. Bu ortamda daha fazla kalmak istemeyen Aslan, Devin’le beraber dışarı çıktı. Devin’in büyüleyici şarkı performansıyla beraber keyifli bir akşam geçiren aşık çift, romantik dakikalar yaşadı. Ancak samimi anları, Devin’in ‘soyadı’ için mahkemeye yaptığı başvurunun haber sitelerine düşmesi ile son buldu. Ertesi gün Seher’in doğum gününü kutlayan çiftin neşesi, yazıhaneye giren hırsız haberiyle bir kez daha yarıda kesildi.

DEVİN ÖZÜR DİLEYECEK Mİ?

Yıllardır adım atmadığı yazıhaneye giren Aslan, zor zamanlar geçirdi. Seansa gelen Cihan, Aslan’ın aksine yaşadığı acılarla yüzleşti. Cihan toparlarken, babasının hayaletiyle yüzleşemeyen Aslan git gide kötüleşti. Hülya ise Neşe’ye söz vermiş olduğu eski kıyafetlerinden oluşan hediye paketini kliniğe gönderdi. Bu aşağılanmayı kaldıramayan Devin, annesiyle yüzleşti. Bu sırada, ‘soyadı’ kararı hakkında yayılan haberlerin Hülya’nın işi olduğunu fark etti. Aslan ve kızgın Devin adeta birer kasırga gibi çiftlik evinin yolunu tuttu. Çiftlik evine ilk ulaşan Devin, Hülya’yla güç savaşına tutuştu. Aslan, ağır lafların sarf edildiği bu kavganın son anlarına şahit oldu. Duyduklarından ötürü bütün ailesinin önünde Devin’den özür dilemesini talep eden Aslan, herkesi şaşkınlık içerisinde bıraktı. Devin’in cevabı beklenirken, herkes nefeslerini tuttu.

YENİ BÖLÜMDE NELER OLACAK?

Bölümün hemen ardından yayınlanan 7. bölüm tanıtımı seyircileri merakta bıraktı. Devin, Aslan’ın aile masasında istediği özürden sonra valizini toplarken, Cihan’ın Devin’e “Sen benim karım olsan var ya” dediği anlar büyük bir şaşkınlık yaratıyor. Serhat ve Aslan’ın ortaklık için bir araya gelmesi dikkat çekerken, Devin’in artık seans yapmayacaklarını söylemesi üzerine Cihan’ın tedirgin edici hareketleri ikisi arasında neler yaşanacağına dair merak uyandırıyor. Aslan, Devin’e evi terk ederse evliliklerinin bir çıkmaza gireceğini ifade ederek ilişkilerinin ortasına büyük bir bomba bırakırken, tanıtımda Yağmur’un Serhat’tan kaçtığı gerilim dolu anlar yeni bölüme olan heyecanı giderek yükseltiyor. 

‘Aile’ yeni bölümüyle Salı saat 20.00’de Show TV’de!

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Kahramanmaraş’ta kurulan Kırmızı Çatı Çocuk Destek Merkezi “Oyun İyileştirir” diyerek çocuklarla buluşuyor

23 Nisan’da açılacak olan Kırmız Çatı Çocuk Destek Merkezi, çocukların keyifli zaman geçirmelerini, doğal afetle birlikte yaşadıkları travmaların etkisini bir nebze azaltmayı hedefliyor. Afra Saraçoğlu, Bengü, Beyza Şekerci, Birce Akalay, Burak Deniz, Cemal Hünal, Hande Doğandemir, Hande Subaşı, Keremcem, Nesrin Cevadzade, Özge Gürel, ÖzgeYağız, 

Saadet Işıl Aksoy, Seda Bakan, Vildan Atasever, Yiğit Kirazcı gibi birçok ünlü programa destek oluyor.

6 Şubat depreminden sonra bölgedeki çocuklar için sürdürülebilir fayda sağlamak amacıyla Kahramanmaraş’ta Kırmızı Çatı Çocuk Destek Merkezi açılıyor.  23 Nisan’da açılacak olan Kırmız Çatı, çocukların keyifli zaman geçirmelerini, doğal afetle birlikte yaşadıkları travmaların etkisini bir nebze azaltmayı hedefliyor. Kırmızı Çatı’da 24 ay süresince destekler, eğitimler ve etkinlikler danışmanlar tarafından gerçekleştirilecek.  “Oyun İyileştirir” diyerek yola çıkan Kırmızı Çatı’da hedef, belirlenen prefabrik kentte periyodik ziyaretler yapılarak aynı yerde, aynı aileler ve çocuklarla sürekli iletişim halinde olmak ve ailelerle bağ kurulmasını sağlamak.

Kırmızı Çatı 225 m2 kapalı alanı olan prefabrik bir yerleşim alanı olarak kuruldu. 125 m2 ortak oyun alanı ve kütüphane, teknoloji, pedagog, misafirhane, mutfak olmak üzere sekiz ayrı odası bulunan bir alan olarak dizayn edildi. 700 m2 açık alanda ise oyun parkı ve bostan bahçesi olacak şekilde düşünüldü. Yaş gruplarına göre organize edilecek olan tasarım, sanat, eğitim, bilim, teknoloji, spor, doğa ve aile etkinliklerini kapsayacak bir düzen organize ediliyor.

Kırmızı Çocuklar Derneği Yönetim Kurulu Başkanı Simay Bülbül Sarıpınar “Biz Kırmızı Çocuklar Derneği olarak yıllardır yuvalardaki koruma altındaki çocuklar ve gençlerimiz için çalışıyoruz. Travmalı çocuklarla çalışmanın tecrübesi doğrultusunda çocuklarla bağ kurabilmenin önemli bir iyileştirme gücü olduğu için kalıcı bir alan kurma kararı aldık. 

Çocuklara renklerini geri vermek için ele ele verdik ve 6 Şubat depreminin ardından Kahramanmaraş’a Kırmızı Çatı’yı kurmak için seferber olduk. Gönüllülerin bağışları, markaların desteği ve tabii ki bu yolda bizimle olan tüm güzel insanlar sayesinde Kırmızı Çatı’yı 23 Nisan’da açıyoruz. Destek merkezimiz için bizimle birlikte olan ünlü dostlarımıza da binlerce kez teşekkür ediyoruz. Bu projeye destek olabilmek için ünlü isimlerin katkılarıyla duygu dolu anların yaşandığı çekimler gerçekleştirdik. Bu videoları da sosyal medya hesabımızdan takipçilerimizle paylaştık” dedi.

A46 Kurucusu ve Kırmızı Çocuklar Derneği  Gönüllüsü Tuvana Büyükçınar ise “Amacımız, deprem bölgesine günübirlik çözümlerle gitmek yerine kalıcı fayda sağlamak. Bu uzun soluklu, sürdürülebilir projemiz için gerekli fonun sağlanması ve sürdürülebilir bir dayanışma için farkındalık yaratmak. Travmalı çocuk projelerinde gönüllülük “süreklilik” gerektirir. Aksi halde yapılan projelerin çocuklar için faydaya dönüşmesi mümkün olmayacağı gibi çocuğu bir “vicdan tatmini metası”na çevirme riski de vardır. Bu nedenle, 6 Şubat afetine dair bölgede yapacağımız tüm çalışmalarda “süreklilik” ve “takip” esas olacaktır. Kipaş prefabrik kent içinde belirli programlar dahilinde proje odaklı çalışmalarla ilerlenecektir. Başlangıç noktası olarak ise oyun ve oyuncağın iyileştirme gücü üzerinden harekete geçilecektir. “dedi.

 Kahramanmaraş Kipaş Prefabrik Kent’te kurulan Kırmızı Çatı Çocuk Destek Merkezi, Kırmızı Çocuklar Derneği, Kipaş , Alem Dergisi ve A46 işbirliği ile hayata geçirildi.

Kırmızı Çatı’ya destek olan ünlüler ise: Afra Saraçoğlu, Bengü, Beyza Şekerci, Birce Akalay, Burak Deniz, Cansel Elçin, Cemal Hünal, Deren Talu, Ege Kökenli, Engin Hepileri, Eren Ören, Hande Doğandemir, Hande Subaşı, Hazal Turesan, İlhan Şen, İrem Helvacıoğlu, Keremcem, Nesrin Cevadzade, Özge Gürel, Özge Özder, Özge Yağız, Öznur Serçeler, Saadet Işıl Aksoy, Seda Bakan, Sinem Ünsal, Vildan Atasever, Yiğit Kirazcı.

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Çağatay Ulusoy’un Başrolünde Yer Aldığı Terzi’nin Tanıtım Fragmanı Yayınlandı

İKİ DOSTU KARŞI KARŞIYA GETİREN BİR AŞK, GÜN YÜZÜNE ÇIKMAYI BEKLEYEN SIRLAR…

Netflix, gerçek bir hayat hikayesinden esinlenen yeni dizisi Terzi’nin tanıtım fragmanını yayınladı. Cem Karcı’nın yönettiği, senaryosunu Rana Mamatlıoğlu ve Bekir Baran Sıtkı’nın kaleme aldığı dizide başrol Çağatay Ulusoy’a, Salih Bademci, Olgun Şimşek ve Şifanur Gül gibi başarılı isimlerden oluşan güçlü bir oyuncu kadrosu da eşlik ediyor.

Aşk, Peyami ve Dimitri arasındaki dostluğa karşı galip gelebilecek mi? 

2 Mayıs’ta tüm dünyayla aynı anda sadece Netflix’te yayınlanacak olan Terzi, geçmişin derinliklerine gizlenmiş sırları gün yüzüne çıkaracak; aşk, aile, dostluk gibi kavramları yeniden sorgulatacak bir hikayeyi izleyiciyle buluşturmaya hazırlanıyor. Her bölümüyle yeni bir sır perdesini aralayan dizide, geçmişini hayatının en derinine gömen Peyami ve en yakın arkadaşı Dimitri’nin uzun yıllara dayanan dostluğu bir aşk ile sınanıyor. Peyami, sil baştan kurduğu yaşamında, dedesinin ölümünden sonra sır gibi sakladığı babası Mustafa’nın tüm sorumluluğuyla baş başa kalıyor ve ailesinin köklerine işlemiş sırların peşine düşüyor.

Terzi Hakkında: 

Terzi, yeteneğini büyükbabasından miras alan genç ve başarılı terzi Peyami’nin hikâyesini anlatıyor. Dedesinin ölümünden sonra herkesten sır gibi sakladığı, akli dengesi yerinde olmayan babası Mustafa’nın bakımını üstlenmek zorunda kalan Peyami, en büyük sırrını İstanbul’daki hayatının tam merkezine yerleştirmeye mecbur kalır. İstismar edildiği bir ilişkiden canı pahasına kaçmakta olan Esvet, kendi sırlarıyla Peyami’nin ve Mustafa’nın hayatına girer. 

Yönetmen: Cem Karcı 

Senaristler: Rana Mamatlıoğlu & Bekir Baran Sıtkı

Oyuncular: Çağatay Ulusoy (Peyami), Salih Bademci (Dimitri), Şifanur Gül (Esvet), Olgun Şimşek (Mustafa), Ece Sükan (Suzi), Zeynep Tarhan,  Murat Kılıç, Celile Toyon, Engin Şenkan, Vedat Erincin, Lila Gürmen

Yapımcı: Onur Güvenatam

Yapım Şirketi: OGM Pictures

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

‘Aile’ye Usta Bir İsim Dahil Oluyor

Ay Yapım’ın Show TV ekranlarında her hafta seyirciyi ekrana kilitleyen dizisi ‘Aile’nin oyuncu kadrosuna yeni bir isim dahil oluyor. Bugüne kadar yer aldığı tüm projelerde başarılı oyunculuğuyla alkışları toplayan usta oyuncu Musa Uzunlar önümüzdeki haftalarda ‘Aile’nin kadrosunda yerini alacak.

Özgün senaryosunu Hakan Bonomo’nun yazdığı, Ahmet Katıksız’ın yönetmen koltuğunda oturduğu, Kıvanç Tatlıtuğ ve Serenay Sarıkaya’nın başrollerinde yer aldığı Nejat İşler, Canan Ergüder, Ushan Çakır, Umutcan Ütebay, Yüsra Geyik, Mert Denizmen, Ecem Simge Yurdatapan ile usta oyuncular Levent Ülgen, Emel Göksu ve Nur Sürer’in kadrosunda yer aldığı ‘Aile’de hikaye giderek derinleşiyor. Diziye önümüzdeki bölümlerde ‘İlyas’ karakteri olarak girecek olan Musa Uzunlar’ın hikayenin gidişatına nasıl yön vereceği ise şimdiden merakla bekleniyor. 

‘Aile’ yeni bölümüyle Salı saat 20.00’de Show TV’de!

 

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı