Kavcıoğlu’ndan CHP ve HDP Sözcülerine Yanıt

Kavcıoğlu’ndan CHP ve HDP Sözcülerine Yanıt
Paylaş

Bu Yazıyı Paylaş

veya linki kopyala

Bayburt Milletvekili Doç. Dr. Şahap Kavcıoğlu Doğan Medya satışında Ziraat Bankası kredisi kullandırılmasının görüşüldüğü oturumda söz alarak CHP ve HDP sözcülerine yanıtlar verdi.

HDP’nin, Doğan Medya Grubu’nun Demirören Grubu’na satışında, Ziraat Bankası’nın verdiği 675 milyon dolarlık kredinin kullanılmasına ilişkin araştırma önergesi AK Parti oylarıyla TBMM Genel Kurulu’nda reddedildi.

CHP ve HDP sözcülerinin konuşmalarının ardından söz alan Kavcıoğlu’nun konuşmasının tamamı ise şöyle:

Değerli Başkanım, Gazi Meclisin değerli milletvekilleri; öncelikle Genel Kurulu saygıyla selamlıyorum. Verilen önergenin aleyhinde AK PARTİ Grubu adına söz almış bulunmaktayım.

Şimdi, bir bankacı olarak deminden beri konuşmaları dinleyince gerçekten büyük bir üzüntü duydum. Bir kere, konuştuğumuz grup Türkiye’nin en önemli reel sektöründe bulunan Demirören Grubu -eğer söylediğiniz gibiyse- ve AK PARTİ’den önce de Türkiye’nin, bu ülkenin en büyük gruplarından bir tanesi. Bu grup aynı zamanda medya sektörüne de dört gün önce değil, çok daha öncesinden girmiş bir gruptur.

Dolayısıyla, Demirören Grubu veya başka bir grup, bakın, bankacılık sektörünü konuşuyoruz. Şu an, Türkiye’nin bankacılık sektörü dünyanın en güçlü sektörlerinden bir tanesi.

Arkadaşlar, lütfen, 675 milyon kredi, daha fazla ya da daha az, bugün bankacılık sektöründeki bankalar bu kredileri verirken dünyadaki uluslararası normlara, Basel kriterlerine göre verilen krediler tamamen firmaların mali durumlarına göre, nakit akışlarına göre, ekonomik güçlerine göre yapılan incelemeler sonucunda Basel kriterlerine göre oluşturulan ratingler üzerinden verilir.

Bu çalışmanın kamu bankası ya da özel banka olmasının hiçbir önemi yoktur çünkü bütün bankalar BDDK ve uluslararası normlarda Basel kriterlerine göre bütün firmaları kredilendirirler.

Kaldı ki, bakın, Türkiye’de kamu bankalarını konuşacak olursak bugün Ziraat Bankası, Halk Bankası ya da Vakıflar Bankası, Türkiye’nin en büyük gruplarını kredilendiren aynı İş Bankası veya diğer bankalar gibi, özel sektör bankaları gibi kredilendirme yapıyorlar. Bakın, bugün, Türkiye’deki en fazla reel sektöre kredi artışını sağlayan kamu bankaları. Bakın, toplam kredilerdeki artış yüzde 24’ken reel sektöre verilen kredilerin artış oranı yüzde 17 yani Ahmet’e, Mehmet’e tüketici kredisi, bireysel kredi değil. Türkiye’ye üretim yapan, Türkiye’de istihdam yaratan firmalara kamu ve özel bankaların verdiği kredi tutarı yüzde 17-18 artmıştır. Yani sadece bir gruba, sadece bir firmaya verilmiş kredi gibi buraya getirip Türkiye’nin güzide ekonomisinin en önemli belkemiği olan bankacılık sektörünü bu şekilde vurmak hiçbirinize yakışmaz.

Kaldı ki bakın, geçmiş döneme baktığımız zaman, Türkiye’de bir ilk gerçekleştiriliyor; medya patronlarını banka sahibi yapan zihniyetten medya gruplarını banka müşterisi yapan bir zihniyete doğru gelinmiştir. Bu dönüşüm işte bizim iktidarımız döneminde olmuştur.

Herkesi bir müşteri olarak, herkesi kredilendirme prosedürleri içerisinde bir müşteri olarak bakarak reel sektör içerisinde değerlendirerek kredilendirmiştir.

Sizler medya gruplarını 28 Şubat sürecinde kullanarak banka sahibi yaptınız ve 2001 yılında Türkiye’ye 100 milyar dolar maliyetleri sizler yaptırdınız.

Bakın, 91, 94, 98, bütün krizlerde bankalar batmıştır, 2001’de 21 banka batmıştır.

2008 dünya krizinde bu Türkiye ekonomisini bankacılık sektörü kurtarmıştır.

Dolayısıyla bugün bankacılık sektörünün geldiği nokta bizim iktidarımızda, dünyanın kıskandığı bir noktadır.

Bugün dünyanın en büyük bankası, 7’nci büyük bankası Bank of China, Çin’in en büyük bankası Türkiye’de bankacılık yapma izni almıştır.

Eğer sizin söylediğiniz gibi olsa dünyanın, bütün yabancı sektörün yüzde 40’ı Türkiye’ye gelip bankacılık sahibi olur mu?

Dolayısıyla Türkiye’de bankacılık eğer bir medya grubuna da kredi veriyorsa tamamen kredilendirme prosedürleri içerisindedir.

Sayın Başkan, değerli milletvekilleri; söylediğim şey çok açık. Bakın, bankacılık sektöründen konuştum.

Şimdi, tabii, sizler Türkiye’nin geldiği noktayı hâlâ tahayyül edemediğiniz için 675 milyon dolara takılıp kalıyorsunuz.

Bakın arkadaşlar, geçen daha konuşulan bir grubun Türkiye’deki kullandığı kredilerin toplamı 10 milyar dolar. Türkiye 851 milyar dolar gayrisafi yurt içi hasılaya sahip kocaman, büyük, dünyanın en büyük 15, 16’ncı ülkesi.

Bakın, bütün bankalarda gidin araştırın, 675 milyon dolar gibi bir sürü kredi var. Arkadaşlar bilmiyorlar, buradan bu kadar cahilce konuşmak da çok doğru değil.

Bugün bankaların kredi prosedürleri iki yıl ödemesiz on yıl vadeli, yedi yıl vadeli bir sürü krediler vardır, çok çeşitli krediler vardır. Dolayısıyla, sadece bu krediye özgü verilmiş iki yıl ödemesiz yedi yıl ya da on yıl vadeli bir kredi yok. Reel sektörde bulunan birçok firmaya, yüzlerce, binlerce firmaya bu şartlarda kullandırılmış krediler vardır ve özel ve kamu… Kamu bankalarına ait de değildir bu, özel bankalar da dâhil bütün bankaların kullandırdığı bu tür krediler çok yaygındır, bunu bilmemiz lazım. İkincisi, Ziraat Bankası veya Halk Bankası bakın, bu dönemde en fazla çiftçiye, esnafa yardım eden ve kredi kullandıran hem “1 milyar kredilendirdiniz, batırdınız.” diyorsunuz -2001’de 1 milyarmış- hem de “Kullandırmadınız.” diyorsunuz. Bakın, 34 milyar TL sübvanse edilen tarım kredileri Ziraat Bankası tarafından kullandırılmıştı. 24 milyar TL esnaf kredileri sübvanse edilerek esnafa kullandırılan krediler Halk Bankası, tarihî rekordur.

Bunlar 2001, 2002’de kapalıydı. Esnafa kullandırılan, çiftçiye kullandırılan krediler, kooperatifler hepsi kapanmıştı.

https://www.youtube.com/watch?v=lMEJcx4kaZk