Bayburt Manşet

Paylaş
veya
aşağıdaki bağlantıyı paylaşın:

Mal da Yalan Mülk de Yalan, Dünyanın Geçiciliği Üzerine Bir Düşünce

Yayınlanma:
ABONE OL
Mal da Yalan Mülk de Yalan, Dünyanın Geçiciliği Üzerine Bir Düşünce

Zamanın birinde, biri fakir biri zengin iki kardeş varmış. Bu masal, bize maddi varlıkların geçiciliğini ve asıl önemli olanın aile sevgisi ve ahlak olduğunu hatırlatıyor.

Kardeşlerden Büyük olanı koskocaman bir çiftliğin sahibi ve köyün ağasıymış. Hatta o kadar zenginmiş ki zenginliği başka memleketlerde dahi dillerde dolaşırmış. Küçük kardeşi de abisinin yanında karın tokluğuna, çiftlik işlerinde çalışırmış. Hem de kar kış sıcak filan demeden abisinin işlerini halletmek için var gücüyle… Ortalığın sıcaktan cayır cayır yandığı bir yaz günü küçük kardeş yorgunluktan bitap düşmüş ve bir ağacın gölgesinde uyuyakalmış.

Çok geçmemiş ki abisi kardeşini ayağındaki koca botlarıyla hafiften tekme atar gibi “kalk iş zamanı bu vakitte uyunur mu? Bedava ekmek yok” diyerek uyandırmış. Küçük kardeş ne olduğunu anlamadan şaşkın gözlerle etrafa baktığında abisini o heybetli cüssesiyle karşısında görüyor: “Abi neden uyandırdın beni çok güzel bir rüya görüyordum. Rüyamda büyük bir çiftliğim, atlarım, hayvanlarım, ucu bucağı gözükmeyen tarlalarım, benim için çalışan yüzlerce işçim, traktörlerim ve daha sayamayacağım bir sürü mala sahiptim. O kadar güzel bir rüyaydı ki… Keşke uyandırmasaydın da biraz daha tadını çıkartsaydım’ diye seslendi” abisine.

Abisi ise pis pis sırıtarak “Sen bu saydıklarını ancak rüyanda görürsün. Oysa bak ben bütün bu saydıklarına sahibim” diyerek sürdürdü sözlerini. Kardeşi ise dalgın gözlerle abisine baktı ve şu sözler döküldü kurumuş dudaklarından “Abi biliyor musun? Aslında ikimizde rüya görüyoruz; aramızdaki fark ise, benim rüyam gözlerimi açınca bitiyor, senin rüyan ise gözlerini kapayınca bitecek. Bunun farkında mısın?” demiş.

Zenginlik başa bela. Paran olur bi dert olmaz bir dert. İnsanoğlu böyle işte. Bazen kardeşler arasında mal mülk kavgası oluyor ya; ‘babam bize şunu bunu bıraktı’ hepsi yalan! Dört metre bezden başka bir şey götürülmüyor, bunu bilmemiz lazım. Amma velakin pekte bu bizlerin anlayacağı bir şey değil. Hani nasıl diyorlar “üç kuruş param olsun da benim olsun ve helalinden olsun.”

Bir baba çocuklarını yedirir içir hatta elinde olsa dünyayı bağışlar ama çocuklar babaya ve anaya hürmet etmezler. Mal mülk bıraktın mı babadan iyisi yok. Bırakmadın mı senden baba olmaz! Niye? Eğer hayırlı evlat yetiştirdiysen işte o zaman bakın evladın babaya bakmasını…

Bilmiyorum biliyor musunuz; huzur evlerin de en çok zengin insanlar kalıyor. Ben bunu fark ettim. Çocukları ya doktor ya da mühendis veyahut ta hâkim, öğretmen… Sizce neden zenginler hep kalıyor bu zamanda huzur evlerinde? Acaba huzuru bulmak için mi?

Ben bu gün bir şeye şahit oldum. Anne, kız alışveriş merkezinde dolaşıyorlar. Bende tesadüfen orada bulundum. Anne, kızın bir anda tartışmasına şahit oldum. Kız annesine hakaretler yağdırıyor, anneyse kızını dinliyor sesini bile çıkarmıyor. Ve usulca yaklaştım kadının yanına; “kızınız derdi ne” dedim ‘niye ben zengin değilmişim neden param pulum çok değilmiş’ ee dedim. Sonuç: Niye buraları boşuna geziyormuş. Bir şeyler almak istiyormuş. Diğer genç kızlar gibi gezip tozmak istiyormuş…

Kadının gözleri dolup boşanıyor ne yapacağını bilmiyordu. Derin bir ‘of’ çekti. Başladı anlatmaya: “Benim iki kardeşim vardı. Biri varlıklıydı, diğeri ise idare eder durumu” dedi. “Ama bak ne oldu. İkisi de hayatta yok şimdi. Zengin olanın çocukları har vurup harman savurdu diğerinin de okuyup meslek sahibi oldular, kimseye el açmadılar. Şimdi benim kızımda bana diyor ki; kardeşinin çocuklarında biraz para iste. Ben isteyemem, abime hayrı olmayan paranın bana mı olacak.” Bende “neden kızın okuyup çalışmak istemiyor” dedim. Zamanında babası bırakmamış çalışmasına şimdide baba yanlarında yok kız anasını sıkboğaz yapıyor git çalış bana para ver… Şahsen üzüldüm kızın annesine söylediklerine. Para ne ki? Olursa yersin, olmazsa gider helal bir iş bulur, çalışır yine yersin.

Yazımın başında yazdım ya, ‘kiminin parası kiminin duası’ misali. Biri bırakıp gidecek diğeriyse susup oturup yiyecek, sizlere bir deyim söyleyeyim zenginin malı züğürdün çenesini yorarmış boşuna demiyorlar…

Evin var mı ekmek alacak paran var mı sağlığın yerinde mi kimseye ağız eğmeyeceksin arkadaş. Bu kadar basit. Malda yalan mülk de yalan. Her şey boş. Seni seven ailen var mı iyi evlat yetiştirdin mi… korkma o zaman, sırtın yere gelmez.

Kalın sağlıcakla. Zehra Okur

İlgili Haberler